KEBİKEÇ

10 Temmuz 2015 Cuma

BEYNİN TIKIR TIKIR, KALBİN FIKIR FIKIR






Yazan: Özlem  PEKCAN

Hey İnsan; haberin var mı?
Beynin tıkır-tıkır çalışıyor da çalışıyor,
Kalbin fıkır-fıkır oynaşıyor da oynaşıyor.

Aynı hanenin iki komşusudur onlar, biri aşağıda biri yukarıda,
Kimi zaman el-ele, kol-kola; kimi zaman saç-saça, baş-başa.
Konuşurlar sabah akşam mırmır da mırmır, mırmır da mırmır,
Tartışırlar akşamdan sabaha vırvır da vırvır, vırvır da vırvır.

Hey İnsan; haberin var mı?
Beynin tıkır-tıkır çalışıyor da çalışıyor,
Kalbin fıkır-fıkır oynaşıyor da oynaşıyor.

Hane ve de hane sahibi tek konuları aslında,
Bundandır her kaygı-tasa ve hatta neşe-kahkaha.
Ne ki ev sahibi habersiz, ev sahibi duyarsız,
Günü kovalamaktan bi’tab düşmüş umarsız.

Hey İnsan; haberin var mı?
Beynin tıkır-tıkır çalışıyor da çalışıyor,
Kalbin fıkır-fıkır oynaşıyor da oynaşıyor.

Dinle bak:
Beyin sesleniyor, çağırıyor, uyarıyor,
Kalp ağlıyor, bağırıyor, inliyor.
İkisi de sahibini bekliyor,
Karanlıktan aydınlığa yol arıyor.

Hey İnsan; haberin var mı?
Beynin tıkır-tıkır çalışıyor da çalışıyor,
Kalbin fıkır-fıkır oynaşıyor da oynaşıyor.

Hey İnsan;
Duy kalbinin sesini, bul aklın yolunu!
Henüz çarparken kalbin, işlerken beynin,
Işıkları yak, kapıyı aç ve içeri al ruhunu!

Hey İnsan; kime diyorum?

3 Temmuz 2015 Cuma

ÖCÜLER VE BÖCÜLER





Yazan: Özlem PEKCAN

Geçmişin öcüleri koşar peşinde,
Geleceğin böcüleri hoplar önünde...
Aman dikkat et de yemesinler seni, 
Ezilirken arada pek zavallı şimdi!

Kork, kork, kork nereye kadar?
Ya ısırırsa kulağını hayalatler,
Ya kovalarsa seni körebeler!
Kaç bakalım, kaç nereye kadar? 

Hangi pişmanlık açtı önünü,
Hangi karanlık kurtardı dünü,
Hangisi yalan hangisi gerçek,
Peki sor, kim yarattı bu günü?

Kork, kork, kork nereye kadar?
Ya ısırırsa kulağını hayalatler,
Ya kovalarsa seni körebeler!
Kaç bakalım, kaç nereye kadar? 

Kaçmasan da yakalayamaz seni öcüler,
Kovalasan da tutulmaz ki asla o  böcüler,
Yarın gelir mi bilinmez, dün geçti belli de
O halde düşün bakalım; ne kaldı elinde?

Kork, kork, kork nereye kadar?
Ya ısırırsa kulağını hayalatler,
Ya kovalarsa seni körebeler!
Kaç bakalım, kaç nereye kadar?

26 Haziran 2015 Cuma

GECE İLE GÜNDÜZ






Özlem PEKCAN

Kıyının burnunu soktuğu yerde denize,
Ufuk çizgisinin az daha ilerisinde,
Yer ve gök kavuşurken birbirine,
Gece ile gündüz koşar kayaların üstünde.

Gündüz çocuklar oynar burunun ucunda,
Kahkahaları yarışır martı çığlıklarıyla,
Geceleyin aşıklar buluşunca o uçta,
Fısıltıları karışır yavaştan karanlığa.

Yer ve gök kavuşurlar ya birbirlerine,
Koşsalar da ebediyyen kayaların üstünde
Yazık ki ne gündüz ne de gece,
Yetişemez asla biri diğerine.

19 Haziran 2015 Cuma

SAÇLARINI ÇÖZ, DENİZE SAL







Yazan: Özlem PEKCAN

Saçlarını çöz, denize sal.
Gözlerini yum, denize dal.

Sarsın seni serin sular,
Çeksin seni derin sular.

Yakaladın sandın, ama yanıldın.
Çünkü asıl unuttuğun;
Yavaştır zaman altında suyun.
Oysa ki tuttuğun avcundaki birazcık kum.

Ama sen yine de;
Saçlarını çöz, denize sal.
Gözlerini yum, denize dal.

12 Haziran 2015 Cuma

DOSTUM




Yazan: Yelda S.

Dostum,
Seçtiğim kardeşim,
Yarenim,
Yoldaşım,
Zamana tanığım,
Derdimin ortağı,
Kötü günde iyi günde,
Bana katlanabilen kıymetlim.
Gönlünde yerimin olduğu,
Gönlümde yeri olan,
Dostum.

7 Haziran 2015 Pazar

HUZURUN GEMİSİ



                                  Hasan Gündüz Pekcan Anısına..

Hani derler ya;
Gün biter, gece bitmez, diye
Sen gittiğinde
Gecelerim uzadığında anladım…

Hani derler ya;
Kaybedince anlar insan değeri,diye
Seni sonsuza dek kaybettiğimde anladım…

Hani derler ya;
Son kez sarıldığını hissedememek acıtır canı, diye
Sana son kez sarıldığımı bilemediğimde anladım…

Küçücüktüm…
Ellerimi aldığında avuçlarına
Kaybolurdu parmaklarım.
Bakınca deniz yeşili gözlerine,
Kaybolurdum huzurun gemisinde…

Kar düşmüş topraklar gibiydi saçların,
Gördükçe maziye dönerdim.
Ben,
Kimseyi hatırlayamazken anılarımda
Bir seni hatırlardım
O kadar çok sevdim ki seni
Hep benimle kalacağına inandım…

Elbet dalgalanacaktı gözlerindeki deniz
Elbet kıyıya vuracaktı sertliği
Ama durulacaktı suyu
Hiç dalgalanmamış gibi

Fırtınalar kopacaktı bedeninde,
Yıpranacaktı yılların verdiği sitemle.
Ama akmayacaktı gözyaşı,
Gürlemeyecekti gökyüzü…

Şimdi erken gittiğin gökyüzünde
Yıldızlar senin dostların.
Benimse seni hatırlatan onca resim
Benimse seni hatırlatan onca yer
Benimse seni özleten onca sen kokan koku.

Yaşanan onca anı,
Yaşanan onca hatıra,
Şimdi senin mezar taşında
Benimse kalbime kazılı…

Unutmadı seni torunların,
Unutmadı seni kızların,
Unutmadı seni dostların,
Unutmadı seni karın…
Unutmayacaklar da!

Senin yıldızın, kaydığın gökyüzünde değil
Seni hasretle anan kalplerimizde parlayacak...


Yazan: GÜL EDA

29 Mayıs 2015 Cuma

MERAK




Yazan: Özlem Pekcan

Merak ya işte sorarım hep kendi kendime,
Kim parlatır bıkmadan ayı-yıldızı her gece?
Ah o ışık kırıntıları her yerdeki,
Onları kim süpürür tek tek gündüzleri?


Merak ya işte sorar dururum kendi                                                                     kendime,
Hangisi daha zor, hatta imkansız şu                                                                  evrende?
Parlatmak mı ayı-yıldızı, süpürmek ışığı,
Yoksa yıkamak ya da temizlemek mi                                                                 vicdanı?

SÖYLE SÖZÜNÜ

Ad

E-posta *

Mesaj *

kimler gelmiş:)

Twitter

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı