KEBİKEÇ

Güleç Yüzler :D etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Güleç Yüzler :D etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mayıs 2020 Perşembe

ANNE ÖYKÜLERİ GÜLÜMSETSİN HEPİMİZİ!



Bu Pazar anneler günü. 

Koskoca bir yılda başka gün yokmuşçasına  annelerimizin eteklerine koşuşacağız yine bu Pazar, eğer uzakta iseler telefonlara yapışacağız. 

Bunları yapabilmek çok güzel aslında.

Tüketim kültürü, bu günün anlamı-anlamsızlığı ve başka her türlü polemiği bir yana bırakarak, annelere adanmış bu güne özel gülümsemeler olsun herkeste!

İşte bir kaç cümle ile gülümseten Anne öyküleri:

Anne; çocuk sahibi olduğu andan itibaren kişiliği ikiye bölünen, bir tarafı ile son derece normal olup, her türlü sosyal sorumluluk ve görevini yerine getiren, diğer tarafı ile de tamamen uçurmuş ve normal olmayan olamayan kişidir. 
***
Anne, her ne meslekte olursa olsun, en büyük yaratıcılığı çocuklarını büyütürken gösterir. Bu gizli özelliği yıllar geçip büyüdükten ve kendileri de çocuk sahibi olduktan sonra anlaşılır ancak evlâtları tarafından.
***
Anne, "zararlı" ya da "tehlikeli" diye yasakladığı her şeyi "bana bi şey olmaz" diyerek yapar. Sıkıysa bir şey söyleyin bakalım!
***
Anne, cep telefonunu asla açmayan, ama üç gün sonra "beni mi aradın sen?" diye arayan bir kişiliktir. Daha da garibi, kendisi aradığında ilk üç saniye içinde cevap verilmesini bekler. Aksi takdirde çıkacak olay onun sorumluluğunda değildir. 
***
Annenin, bilindik veya bilinmedik ne kadar ermiş, veli ve yatır varsa onlarla yakın ilişkisi vardır. Bu bakımdan akıllı bir evlât annesiyle daima iyi geçinmelidir!
***
Anne, çocukken veya gençken asla öyle yapmamıştır. Eğer evde bir büyükanne veya büyükbaba yoksa kesinlikle çocuklarına bunu yutturabilecek kadar da rol yeteneği yüksek kişidir anne.
***
Kayboldu ya da başına bir şey geldi diye aranan ve sonuçta oturma odasında uyuyup kaldığı anlaşılan kişi annedir. Böyle bir durumda evde ondan başka hiç kimsenin aklına odaları kontrol etmek gelmediğinden bu acaip olay ancak anneyle yaşanır. 
***
Anne daima haklıdır. Değilse de, haklı olacak bir yol muhakkak bulur! İtirazı olan?
***
Ve şöyle bir konuşma ancak anne ve evlât arasında geçer: 
Anne: Şeyma, telefonumun şarjı bitti!
Evlât: Mümkündür... Şarja tak, işe yarar...
Anne: Ukalalık etme... Dışarı çıkcam, ulaşamazsan merak etme.
Evlât: Peki...
Anne: Babanın cebinden ararsın artık... Ben yanında diilim.
Evlât: Ya niye arıyorum o zaman anne yaaa...
Anne: Sen ne diyorsam onu yap...
***
ANNE-OĞUL ARASINDAKİ İLİŞKİ BAZEN ŞÖYLE OLABİLİR: 


ANNE KIZ ARASINDAKİ İLİŞKİ DE BAZEN ŞUNA DÖNEBİLİR:


Vee son cümle daima: 
ANNECİĞİM, ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN!

27 Aralık 2018 Perşembe

HERKES İÇİN YENİ YIL KARİKATÜRLERİ :D





Eski yıl toparlanıp giderken, birazcık gülümseyelim...




Noel Baba kredi kartını kaybederse!


Tühh, her şey yine aynı!

Dahası da var....

6 Kasım 2018 Salı

KAPIMDAKİ YELKENLİ!




(Feyyaz ile Babası)


-"Baba, şşt baba..."
-"Hmm..."
-"Baba, bi kalk..."
-"Feyyaz git işine oğlum..."
-"Ya kapıda adamlar var..."
-"Bak oğlum işte, alla alla..."
-"Ya baba seni istiyorlar..."
-"Babam yok de, uyuyorum lan..."
-"Yok illa sen olcekmişsin, ya baba kalk, kapıda yelkenli bir tekne var..."
-"Git işine lan, uyuyoruz dedik..."
-"Valla git bak, kapıda bir yelkenli var..."
-"Dalga mı geçiyon lan sen benle, bak hiç geyik modunda diilim, alırım paçanı aşağı ona göre..."
-"Ya baba, ekmek kuran çarpsın, kalk kendin gör..."
-"Fesupanallah! Kalkıyorum bak, eğer bir makara varsa, şimdiden topukla ona göre..."

***

-"Bu ne lan!"
-"Sayın Rıfat Tok?"
-"Bu nedir?"
-"Açıklayacağız beyefendi, ama siz Sayın Rıfat Tok musunuz?"
-"Eveet o benim de, bu nedir kardeşim?"
-"Efendim sizi tebrik ediyoruz, çekilişimiz sonucu bu yelkenliyi kazanmış bulunuyorsunuz."
-"Ne çekilişi kardeşim, dalga mı geçiyonuz benimle. Hah, kamera da var, gizli kamera şakası falan mı yapıyorsunuz, siz ne ayaksınız! Şimdiden diyeyim, benim böyle şeylere karnım tok, aynen soyadım gibi tamam mı! Basın gidin başka kapıda yapın eşşek şakanızı!"
-"Yok efendim, ne münasebet, kamera şakası falan değil. Teslim anını kameraya alıyoruz, Noter bey de buradalar. Sulhi bey, 9 uncu Noter, gelir misiniz efendim."
-"Ya kardeşim deli misiniz siz, ne yelkenlisi, ne noteri, ne kaydı! Bak bahçeyi de alt üst etmişler! Gitti güzelim domatesler, lan uyduruk bir bahçe duvarı vardı onu da götürmüşsünüz!"
-"Rıfat Bey, sakin olun efendim. Gayet şanslı bir gününüzdesiniz, bu 350 bin Türk Lirası değerindeki yelkenliyi kazanmış bulunuyorsunuz."
-"Fesupanallah! Hemşerim, ne çekilişi diyorum, ayrıca da ne yapayım ki bu yelkenliyi ben!"
-"Efendim, Hoş Lezzetler Hazır Kahvesinin promosyon çekilişine SMS göndermek suretiyle katılmış, iki gün önce 9 uncu Noter Sayın Sulhi Baygın Bey'in nezdinde yapılan ve onaylanan çekiliş sonucunda da 350 bin Türk Lirası değerindeki bu muazzam, muhteşem ve ultra lüks yelkenli tekneyi kazanmış bulunuyorsunuz."

-"Hşşt, baba, baba..."
-"Dur lan bu manyaklarla cebelleşiyorum, şimdi birini tepeleyecem ya hadi bakalım."
-"Baba dur ya, ben biliyorum ne olduğunu!"
-"Ne olmuş söyle bakalım, çok bilir efendi!"
-"Ya geçen hafta ben yolladım o SMS'i, senin cebinden."

-"Bakınız efendim, durum açıklığa kavuştu işte. İsminiz neydi acaba?"
-"Ehe, ehe... ben Feyyaz Tok, babamın oğlu..."
-"Kıh, kıh, babasının oğlu, Feyyaz bey."
-"Ne o lan beğenemedin mi, bi şey mi diyon sen şimdi benim oğlana!"
-"Yok efendim, ne hoş dedim yani. Rıfkı bey, oğlu Feyyaz bey... Babasının oğlu."
-"Bana bak, şimdi seni bi döverim şurda, görürsün kim kimin nesi!"

-"Rica ederim beyefendi sakin olalım."
-"Sen de kimsin, kaç kişisiniz yav siz!"
-"Ben Müdürüm, görevim bu yelkenliyi size teslim etmek."
-"Peki Müdür kardeş, sana bir soru sorayım o zaman."
-"Buyurun efendim."
-"Burası neresi?"
-"Nasıl, anlamadım?
-"Kardeşimmm, bu şehir hangi şehir?"
-"Ee, Ankara."
-"Peki güzel kardeş, burada deniz var mı?"
-"Ee, yok."
-"Bırak denizi, bu garabet şeyin yüzdürülebileceği herhangi bir su birikintisi var mı?"
-"Yani tabi Gölbaşı falan dersek..."
-"Laf kalabalığı yapma lan, var mı yok mu?"
-"Öhöms, yok."
-"E peki dümbükler, bu yelkenli midir ne haltsa ben bunu alıp neremde yüzdürecem. Hayır bir çılgın proje var da ben mi bilmiyorum lans!"
-"Beyefendi rica ederim, biz görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Hayır niye sinirleniyorsunuz ki, ne güzel işte, şansınız dönmüş, bir yelkenli kazanmışsınız. Kabul edin gitsin!"

-"Şşt, baba, baba yaa..."
-"Yine ne var, babasının oğlu... hayır anandan emin olmasam, töbe töbe..."
-"Ya adamlar haklı, kapımıza kadar gelmişler. Kabul et gitsin, baksana 350 bin tl felan diyor, sonra okuturuz olur biter..."
-"Aferin lan, kırk yılda bir de olsa, arada kafan çalışıyor... Dur bakalım..."

-"Öhöms, Müdür bey kardeş..."
-"Evet Rıfkı bey?"
-"Şimdi bu yelkenli bizim öyle mi?"
-"Evet efendim, onu anlatmaya çalışıyorum ya... Noter huzurunda yapılan çekiliş sonucu...."
-"Anladık o kadarını... Peki n'olcak şimdi sen onu söyle bakiim..."
-"Şimdi önce sizin bilgilerinizi alacağız, kimlik bilgileri, TC kimlik no, adres, SMS gönderilen cep telefonu bilgileri. Sonra teslim tutanağı tutacağız...."

***

-"Öh, pöf, geldim baba..."

-"Bana bak Müdür üç saattir, bu oğlanı gönderdiğim beşinci başka bir şey daha lâzımsa, artık seninkilerden biri gitsin... oğlan zaten çırpı gibi, iyice eridi bu sıcaktan sizin yüzünüzden, bak delleniyorum..."

-"Bu sondu, her şey tamam. Nüfus cüzdanı örnekleri, ikâmetgâh, faturalar, diğer belgeler, bunlar da yelkenlininkiler... Şimdi şu tutanağı imzalayacağız, Noter bey buyurun, oğlum sen de kamerayı aç tekrar..."

-"Yav  bu kayıt olayına feci gıcık oldum haberiniz olsun."

-"Rıfat bey, bu da promosyonun bir parçası, sizi ve yelkenlinin teslim anını kayda alacağız ki, sonraki reklâm filmlerinde kullanalım değil mi efendim. Tüketicinin güvenini kazanmak gerek."

-"İyi, iyi. Hadi uzatmayın, bir sürü vaktimi aldınız, vardiya saati yaklaştı."

-"Her şey tamam, son bir ayrıntı kaldı..."

-"O nedir? Bana bak Müdür yine kâğıt kürek işiyse..."

-"Yok efendim öyle bir şey değil, şimdi bu yelkenliyi size teslim edebilmemiz için ufak bir ödeme yapılması gerekiyor."

-"Ne ödemesi lan, hani prosom, promso neyse ne, hani işte oydu!"

-"Evet efendim öyle tabii... Yelkenli için hiçbir şey ödenmesi gerekmiyor, onu siz çekiliş sonucu bedava kazandınız değil mi efendim."

-"EE?"

-"Ama ödenmesi zorunlu bir takım vergiler var efendim, onlar bu promosyona dahil değil."

-"Vergiler diyorsun?"

-"Evet Rıfkı bey..."

-"Hmm... olur, öderiz... tabii, vergiyse ödenir, ne yapalım... ne vercez bu vergiler için Müdür, söyle bakalım?"

-"Bakalıımm... KDV, alım-satım, bandrol eveet... toplamda hepsi 134 bin 100 Türk Lirası efendim."

-"NE?!"
-"134 bin 100 Türk Lirası..."

-"Niye 134 bin ya da 133 bin dokuzyüz diil de,134 bin yüz kardeşim?"
-"Nasıl yani efendim, bunlar yasal oranlar, toplayınca 134 bin yüz çıktı!"

-"Lan manyak, bırak 134 bin'i 134 liram varmış gibi mi görünüyorum sana! Hadi diyelim ki var, ben aklımı neyle yemiş olmalıyım ki, bu kör itin kör öldüğü yerde, tek göz gecekonduda sürünüyorum dangalak!"

-"Rıfkı bey, lütfen seviyeyi bozmayalım, biz burada görevimizi yapmaya çalışıyoruz!"

-"Evet Müdürcüm, seviyeyi bozmayalım, görevinizi yapın siz. Sabaha kadar ayakta durmaktan anası ağlamış adamı uyurken uyandırın, kapısının önüne apartman kadar tekneyi dikin, duvarını yıkın, bostanını bozun, bi de üstüne 134 bin yüz lira para isteyin... Sonra da görevimizi yapıyoruz deyin... Tabi Müdür yap görevini sen, sen de kameraman yap işini... Kamera alıyor mu kardeşim? Güzeel, lan Feyyaz, getir şu baltayı oradan!"

22 Aralık 2014 Pazartesi

ÇOK SEVGİLİ GÜNLÜK



Herkes hayatının bir döneminde günlük tutmuştur, değil mi ama.

Tarihe not düşmek bakımından işte bazı örnekler:



Sevgili Günlük,

senden başka derdimi anlatabileceğim kimse yok! Alt tarafı bir elma ya! Bir elma kadar değerim yokmuş! (Adem)

Sevgili Günlük,
bugün hava bulutlu. Yağmur çiselicek galiba. Romatizmalarım da azdı uzun sürmese bari. (Nuh)

Sevgili Günlük,
herkesten şüphe ediyorum, bi Brütüs’e güveniyorum. (Sezar )

Sevgili Günlük,
bizim imparator iyice sapıttı. "Ülkenin etrafına duvar örün!"diye tutturdu. Yok artık! Bu adam ya ülke sınırlarını bilmiyor ya da bizimle kafa geçiyor! (Çinli Mimar)

Sevgili Günlük,
hiç sorma! Bir yemin ettim ki dönemem. (Hipokrat)

Sevgili Günlük,
yarın bi hamama gidiim diyorum. (Archimedes)

Sevgili Günlük,
içimden bir ses aya gidilecek, Roma bölünecek falan diyor. Hatta ikizkuleler yıkılacak diyor, ama ben ikiz kulelerin ne olduğunu bile bilmiyorum. Hayırlısı... (Nostradamus)

Sevgili Günlük,
şu rus hatun var ya, beni yiyip bitirdi. Bir gece takılsam şu hatunla, kim duyacak ki? (Baltacı)

Sevgili Günlük,
bugün çocuklara hediyeler dağıttım. (Noel Baba)

Sevgili Günlük,
en nihayet bitirdik şu Pisa Kulesini! Biraz eğri mi oldu ne? (Mimar Pisano)

Sevgili Günlük,
mutfakta ekmek kalmamış, ben de pasta istedim. (Marie Antoinette)

15 Şubat 2013 Cuma

19 Ekim 2012 Cuma

GANGNAM STYLE HAYDİ HOP!

Başta dumur ediyor, sonrasında anlamsızcasına keyif veriyor, sonuna doğru kendinizi ritm tutarken buluyorsunuz. 

"Gangnam Style" almış başını gidiyor.

Bilenler bilir, farkında olanlar farkındadır ama... Az geride kalmış olanlar veya tazeleme yapmak isteyenler ya da toplu olsun elimin aldında bulunsun diyenler için: 
Neymiş bu Gangnam Style? 

Google amcaya sorduk ve işte bulduklarımız!

Önce sözlüklerden bazı yorumlar...

Uludağ Sözlük'tekiler demişler ki:
  • youtube'da şu sıralar en popüler 3. müzik videosu olmuş. uzak doğudan hit müzik duymaya pek alışkın değiliz.
  • batı diyarında 4chan sayesinde patlamıştır, birkaç hafta evvel 4chan /b/ de modlar bu videoyu sticky olarak yayınlayınca geniş kitlelerce bilinmiştir.
  • kısaca: gangnam seul da zengin bir semttir. şarkıda buraya nispetle para, sex, azmışlık vs vs vs geçer.
  • aman dinlemeyenler, izlemeyenler uzak dursun zira bi kere takıldı mı çok fena takılıyor insanın aklına. klibin mükemmelliğine diyecek fakat. her izlediğimde mal gibi gülüyorum. psy yine kırdı geçirdi herkesi.
  • klibi ayrı kendisi ayrı felaket bağımlılık yapan şarkı. dansı da var. allahım.
  • ağır bağımlılık yapan şarkı. kesin dinlenmesi gerekir.
  • aşırı bağımlılık yapan şarkı.hele birde benim gibi çekik gözlü kız zaafınız varsa ölürsünüz bitersiniz.günde 5-6 kere izlersiniz.
  • fena şekilde bağımlılık yapan şarkıdır. bir de şu var.
  • op op op oppa gangnam style. hele şu gözlüklü adam... ileriki zamanlarda ikon olabilir, demedi demeyin. 
  • abartılmış olduğunu düşündüğüm, piyasada bir tepe makara klibin arasından gerek para gerek tesadüf gerek de şans sayesinde ünlenmiş geyik şarkıdır.

Ekşi Sözlükte'kiler de:

  • psy adı verilen güney koreli kişiliğin çılgınlık ötesi 
  • sözleriyle beni benden almış şarkıdır. ayrıca sarı takımlı elemanda unutulmamalıdır.
  • şaka maka kendimden geçtim dinledikçe dinleyesim geliyor adamın dansını yapıyorum
  • şiddetle klibinin izlenmesini tavsiye ettiğim harika parça.



İnci Sözlük de geri kalır mı: 

  • bu gangnam style bir harika dostum..
  •  çok iyi bir şarkı gerçekten hanım kızımızda güzelmiş maşallah
  •  moralim bozuk olduğunda açıp 2 doz izliyorum ne dert kalıyo ne tasa 
  • bunu dinleyen müzikten anlamıyordur
  • bağımlılık yaptı lan

Şimdi de sanal alemde dolaşan klip ve videolara göz atalım. 

*Orjinal Klip


 


* O Ses Türkiye'de Beyaz ve Gangnam Style


 

Han Solo Tarzı Gangnam!


 

 Topluca Gangnam!


 

 *Bir Bodrum Düğünü ve Gangnam!


 

9 Ekim 2012 Salı

SAMET VE AZİZ YILDIRIM HİKÂYELERİ

Fenerbahçe'den olaylı bir şekilde ayrılan Alex'in, Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman ile girdiği polemik kadar konuşulan bir diğer konu da Aziz Yıldırım ve Tercüman Samet arasındaki diyalog kuşkusuz. 

 Fenerbahçe Başkanının parmağının sürekli sallayarak yaptığı basın toplantısında olaylarla ilgili bir tür şahit veya güvenilir kaynak gibi medyanın önüne attığı Tercüman Samet ile verdiği görüntü sanırız uzun süre hafızalardan silinmeyecek. 

 Tüm olanlar karşısında duyarsız kalmayan hatta olayın dozunu kaçırmaktan asla kaçınmayan insanımız konuyu mizah bağlamında da ele almaktan hiçbir şekilde kaçınmadı tabii ki. (Bu arada Samet'in de istifa ettiğini hatırlatalım.) 

İşte size, fotoğraflar ve videolarla Samet ve Aziz Yıldırım hikâyeleri: 

 1. Hadi Anlat Bakalım Samet


 

 2. Hadi Yarışalım Samet 


 


 3. Bunlar da Bizim Sametler

 


4. FENERBAHÇE GOL ATINCA




5. BASIN TOPLANTISI


6. KÜÇÜK EMRAH'ÇA


7. YORUMSUZ


8. GOOGLE'I BIRAK SAMET'E BAK!




9. IN OUT



29 Mayıs 2012 Salı

DAHA DA YAZMAM!



Yazan: Hale A.

BMW kullanan zengin ama görgüsüz adamların namı diğer kıroların 80 lerde kaldığını ve yerlerini yeni nesil  ‘şehir içi’ jipli kırolara ve hatta sahte sarışın ama orjinal orospu jipli kadın kırolara terk ettiğini düşünürken bugün bir BMW  kırosuyla eski günlere kusursuz bir zaman yolculuğu yaşadım.  

Ben sadece buradan bu marka arabanın yurdumuzdaki satıcı ve dağıtıcılarına sesleniyim de bu hikâye bitsin: Herşey para değildir. Sattığınız marka ise itibarı pek de âlâ hak eder. 

Kirli sakalı moda yapan zihniyetin sakatlığı kadar  ülkemizdebu kadar çabuk kabul görüşünün altında ruhen ve fiziken pis oluş yattığı önyargımın hızla yargıya dönüşmesine sebep olan erkek kitlesine değil araba gazoz bile satılmamalıdır ki; tamam ulan HERŞEY PARADIR  ‘ziki düşesiceler’, ‘a... koyiimin muadilini’ bulana dek uğraşcam valla.  

DAHA DA YAZMAM ...

3 Şubat 2012 Cuma

SON DAKİKA: KONYA DENİZİNDE BİR GEMİ KARAYA OTURDU!

Bir yerel televizyonun haber spikeri  canlı yayında son dakika haberi sunuyor.


Arkadaşlarının kendisine hazırladığı sürprizden habersiz,  "prompter"dan yazılanları okumaya başlıyor.


Konya denizinde bir gemi karaya oturmuş, çarpışmanın etkisiyle 3 kişi Adana'ya savrulmuş...


Ancak bu cümleden sonra garipliğin farkına varan, spikerin sempatik hali videoda!



video

23 Ocak 2012 Pazartesi

HER GÜNE BİR FİLM





Şubat tatili başladı! Boş durmamak gerek, stres atmalı, eğlenmeli gezmeli, ikinci döneme bomba gibi başlamalı.


Tatilin ilk haftası her güne bir film seçtik sizin için, küçükler anne-babalarıyla, daha büyükler de arkadaşlarıyla gitsinler!


Pazartesi: Düşler Bahçesi


Ne de olsa haftanın ilk günü, biraz romantizm iyi gider, haftaya pozitiflik katar. Haftanın ilk gün filminde: Eşini kaybetmiş ve iki çocuklu Benjamin, yeni bir eve taşınır. Ama işe bakın ki, ev aslında bir hayvanat bahçesidir!




Salı: Neşeli Ayaklar 2


Salı sallanır derler ya, dansla sallansın: Step dans ustası olan bir babanın küçük oğlu Eric'in koreografi fobisi vardır. Bu yüzden evinden kaçan Eric,  penguen Sven ile karşılaşır. 






Çarşamba: Ejderha Dövmeli Kız


Kitaptan perdeye yeni bir film, bugün için ideal: İsveç'in zengin sanayiicilerinden biri, gazeteci Blomkvist'i yeğeni Harriet'ın kayboluşunu araştırmakla görevlendirir. Gazetecimiz de görevini yerine getirmek üzere gizemli bir adaya doğru yola çıkar.



Perşembe: Çizmeli Kedi


Kendisi yok, gölgesi var: Shrek ile tanışmadan çok daha önce meşhur olmuş Çizmeli Kedi,   Kitty Yumuşakpati ve elebaşı Humpty Dumpty ile kasabasını kurtarmak için büyük bir maceraya atılır ve kahraman olur. Ama tabii hiç bir şey kolay değildir ve ünlü haydutlar Jack ile Jill işe karışır,  Çizmeli Kedi ve ekibini engellemek için akla hayale gelir-gelmez işler yaparlar.





Cuma: Alvin ve Sincaplar 3: Eğlence Adası


Hafta sonu eğlence ile gelsin: Lüks bir yolculuk gemisinde seyahat ederken başlarını belaya sokan sevimli sincaplar kendilerini bu kez ıssız ve tropik bir adada bulur. Adanın dört tarafında bir yandan yiyecek arayan, bir yandan da eve dönmenin yolunu arayan sevimli kahramanlarımız, düştükleri adanın hiç de cennet gibi olmadığını fark ederler. 




Cumartesi: Sümela'nın Şifresi


Bu da fıkralardan beyaz perdeye transfer olmuş bir karakterin maceraları: Temel, zengin kızı Zuhal’e aşıktır. Kızı ister, ama vermezler. Bu sırada, arkadaşı Turgay’ın Sümela Manastırı’nın çatısında intihara teşebbüs etmektedir. Temel, arkadaşını intihardan vazgeçirmek için çıktığı yolda, Kutsal Hazine'nin peşinde bulur kendisini. 






Pazar: Saftirik Greg'in Günlüğü: Rodrick Kuralları


Vee ilk hafta bitti: Yaz tatilinden sonra okula dönen Greg Heffley hem tatil sonrası uyum sorunlarıyla, hem de abisi Rodrick ile uğraşmak zorunda kalır. Diğer taraftan da  her biri diğerinden ilginç arkadaşlarıyla türlü maceralara dalar.


16 Aralık 2011 Cuma

SÜPER EFE, TAŞKIN AĞBİ'YE KARŞI!






Bu günlerde sanal âlemde dolaşan iki reklâm bol bol tıklanıyor ve çok güldürüyor.

İlki Cem Yılmaz'ın meşhur Taşkın Ağbisi ve Türkiye'ye kesin dönüş temalı. Taşkın Ağbi yine çok komik ve kendine özgü: Almanya'daki gurbetçilerimizi Türk Telekomun yeni tarifeleriyle tanıştırmaya kesin kararlı. Özellikle; hip-hopçu kardeşlerimizin, Konya şehir tabelâsı önündeki halleri, kopartıyor!


İkinci film ise; kuru incir temalı. Filmde,  kolunda bir de incir sepeti taşıyan Efe'miz evine dönmek için yol kenarında durdurduğu sürücüyle sıkı bir pazarlık yapıyor, anlaşamayınca da neler neler oluyor! 


Süper Efe, Taşkın Ağbi'ye karşı... 


İzleyin bakalım siz hangisini beğeneceksiniz, belki de ikisi de gülümsetecek sizi!


SÜPER EFE VE KURU İNCİR 





TAŞKIN AĞBİ VE KESİN DÖNÜŞ


2 Kasım 2011 Çarşamba

KİLO VERMENİN 1001 YOLU VAR







Fazla kilolarınızdan mı şikâyetçisiniz? Belki de siz bir obezsiniz! Tamam sadece balık etine bir kimliksiniz.

Her halde de kilo vermek mi istiyorsanız, çok da endişelenmeyin. Biliyoruz ki; artık kilo vermenin 1001 yolu var.

Örneğin kalori diyetlerini deneyebilirsiniz. Karbonhidrat rejimi yapabilirsiniz, sebze diyeti, patates diyeti, Dr. Atkins Diyeti, Sibel Can Diyeti, tek gıda rejimi, Fransız diyeti, İtalyan rejimi vs. Dört günde üç kilo verebilirsiniz belki de.

Ya da bitkisel zayıflama hapları veya yağ yakıcılar var.

Tabii ki en akla uygun olanı bir uzman gözetiminde yürütülen gıda ve egzersizlerle desteklenmiş programlar. Bizim tavsiyemiz, hayatınızı ve sağlığınızı riske atmadan, bir uzmana başvurmanız, güvenirliği bilinen programlara dahil olmanız yönünde. 

Bu şekilde; hemen o hafta kilo veremeyebilirsiniz ya da on sene önceki elbisenize hiçbir zaman giremeyebilirsiniz. Ama en azından daha kalıcı sonuçlar elde eder, daha sağlıklı bir beden, zihin ve ruh yapısına sahip olursunuz.

Fakat bu arada biraz eğlenmenin ve fantezi yapmanın da sakıncası olmaz herhalde. İşte aşağıdaki video bunun için birebir. Hadi diyet yapalım, ama egzersizin önemini de unutmayalım!






21 Ekim 2011 Cuma

HOŞ SOHBETLER



-Bir insan saçının 3 kg. ağırlığı kaldırabileceğini,
- Uyluk kemiğinin betondan daha sert olduğunu,
- Bir penisin insanın başparmağının 3 katı olduğunu,
- Bir yiyeceğin ağızdan mideye 7 saniyede indiğini,
- Kadın kalbinin erkek kalbinden daha hızlı attığını,
- Bir insanın dengede durabilmesi için 300'den fazla kasının çalıştığını,
- Kadınların bu yazının tamamını okuduğunu,
- Erkeklerin ise hâlâ başparmağına bakmakta olduğunu, biliyor muydunuz :)

***

- Anne, aşk nasıl bir şey?
- Aşk mı? Şeyyy... Aşk şöyle bir şeydir kızım: Hani mesela çok zengin ve yakışıklı
bir adama rastlarsın, seni Venedik'e götürür, mehtapta gondolla gezersiniz…
Sonra San Marco meydanında güzel bir restoranda harika bir yemek yersiniz, müzik falan ve arkasından en lüks otelde sana şahane bir gece yaşatır.
Sonra da, ne bileyim işte, sana güzel bir araba, bir daire ya da
deniz kıyısında bir villa satın alır, elmas gerdanlıklar, altın
yüzükler hediye eder. Mutluluktan uçarsın adeta… İşte aşk böyle bir şeydir
kızım...
- Ama anne, peki o heyecanlar, güzel duygular, kalbin küt küt
çarpması, ilk buluşma, ilk öpücük.... Bunlar yok mu ?
- Ha onlar mı? Onlara inanma… Onlar bedava kız götürmek için
komünistlerin uydurduğu şeyler…

***

Yemek masamın üstünde duran modeme uzun uzun bakan anneanem: "Bu ne?" diye sordu.
Ben de kolay anlasın diye: "Hani benim bilgisayarım var ya, onunla internete giriyorum. İşte internete girmek için o kutu zorunlu," diye uzun uzun açıkladım.
Anneannem dinledi beni ve: "Yani modem bu," dedi. Konu kapandı…

***
Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında; “Bu ev kiralıktır” yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında “Bu da” yazısını görürseniz, bilin ki Trabzon’dasınız.

***

Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor: "Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?"
Teyzem cevap veriyor: "Bu paranın hayrını görme inşallah, yazalım evladım.”

***



Temsilci: -“İyi günler, Kadriye Hanımla görüşebilir miyim?”
Müşteri: -“Yavrum Kadriye Ablan banyoda. Mehmet sen misin yoksa canım?”

***

Anneden oğluna: - “Hayır çocuğum internetten indirmedim seni doğurdum ben.”

***

Öğrenci: -“Hocam nedir bu 37 almışım yaa!?”
Öğretmen: -“Beter ol!”

***

Öğretmen: -“Nerde kalmıştık?”
Öğrenci: -“Bi saat öncesini soruyorsanız, hepimiz uyuyorduk. İsterseniz oradan devam edelim!”

***

Öğrenci: -“Hocam tuvalete gidebilir miyim?”
Öğretmen: -“Neden?”

***

Yolcu: -“Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?”
Şoför: -“Tabi abi ayıp ettin. Al götür, senden kıymetli mi?”

***

Şoför: -“Para üstü almayan kaldı mı?”
Bütün yolcular hep bir ağızdan: -“Ben!!!!”
Şoför: -“Yav bi kere de unutsanız ne olur!!!” 

3 Ekim 2011 Pazartesi

AŞK DOLU SMS!





teşekkürler Yaşar kardeş...

Genç kız, biraz önce gözyaşları içinde vedalaştığı sevgilisine aşk dolu SMS gönderiyor, garda tren beklerken:

“Aşkım,
Uyuyorsan bana rüyalarını gönder,
Gülüyorsan bana kahkahalarını gönder,
Ağlıyorsan da bana gözyaşlarını gönder.
Seni Seviyorum.”

Vee işte sevgiliden gelen romantik cevap:

“Şu anda tuvaletteyim, sana ne göndereyim?”


SÖYLE SÖZÜNÜ

Ad

E-posta *

Mesaj *

kimler gelmiş:)

Twitter

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı