KEBİKEÇ

EDEBİYAT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EDEBİYAT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ağustos 2024 Çarşamba

CARPE DIEM - ÖZLEM PEKCAN


Rüzgâr esti. Taze hava ciğerlerini doldurdu. Salıncak ileriye hareketlendi, uzun saçları arkaya savruldu, geri dönerken de yüzünü kucakladı dağılarak birbirine girmiş tüm telleriyle.

Derken hızlandı rüzgâr, hızlandı salıncak. Peşinde saçları, yüreğini dolduran kanat çırpışlarıyla göğe yükselirken gözlerinin önünde şekillendi belirsiz addettiği gelecek.

Tanımlayamadığı bir korkuya esir düştü benliği ve öfkeli gözleri en kıymetli mücevherlerden daha parlak bir ejderhanın burnundan püsküren alevler tutuşturdu eteklerini. Yanıp da köle dönüşmeden az önce tersine bir hızda tekrar geri çekildi salıncak ve bu kez geçmişin katlanılması zor o hüznü bürüdü ruhunu. Cesetlerin üstüne kapanmış pişmanlıklar içinde ağlaya ağlaya tükenen çaresiz bedenlerin hatıralarına karışmış buldu kendisini. =>>>

12 Ağustos 2024 Pazartesi

NASIL BİLİRDİNİZ? - ÖZLEM PEKCAN


Müteveffayı nasıl bilirdiniz?

Bilmezdik. Belki adamdı kadın döverdi, belki kadındı kaynanasını zehirledi. Hiç fikrimiz yok.

Ama güzel paylaşımları vardı. Azılı muhalifti mesela. Her şeye karşıydı. Karşı olduklarına bile karşıydı. Olsun.

Ayrıca sadık bir taraftı. Yeter ki aynı safta bulunsun. Yanlışı doğru diye savunurdu. Olsun.

Capsleri vardı gülmekten bayıltırdı, reelslerine doyum olmazdı. Hashtag üstadıydı.

İnsta'dan face'den çıkmazdı. X kuşuydu. Tik Tok'da toklardı sık sık. Threads'in ilk müdavimiydi üstelik.
=>>>

10 Ağustos 2024 Cumartesi

TEK NEFESTEN YAKIN - ÖZLEM PEKCAN




Adaletin temeli kesinlikle adaletsizlikti. Zira adalet göreceliydi ve ne peşinden koşanı ne önünden kaçanı tatmin ederdi. Bunu çok iyi bilirdi. Çünkü Yaratıcının yeryüzünde adaleti sağlamakla görevlendirdiğiydi o.

Bunca zamandır, yani dengenin kurulduğu an ile şimdiki arasında bazısına göre yarım göz kırpığı sürede, bazısına göre ise milyonlarca yıldır ilk defa böylesi çaresiz, böylesi yılmış, daha ötesi bedbaht hissediyordu. Sebebi şüphesiz, net ve belliydi: İnsan evlâdı. Üstünde dolaştığı, altında yattığı topraktan başkasını görmemiş, buna mukabil kendisini evrenin merkezi sanacak derecede küstah ve kibirli yaratılmış. Diğer tüm mahlûkattan daha fazla uğraşmasına, itina göstermesine, vakit ve emek harcamasına karşın, asla yola gelmeyen ya da esenlik bulmayan şu yaratılmış. =>>>

8 Ağustos 2024 Perşembe

KIRMIZI HIRKA - ÖZLEM PEKCAN


Geçirdiği kaza yüzünden yüz körlüğüne uğrayan, kendisininki de dahil kimsenin yüzünü göremeyen hastasına doktor, onun durumunda istisna olmadığını anlatmaktadır. Buna mukabil hasta ısrarcıdır ve nerede, hangi ortamda, kimlerle bulunursa bulunsun sadece tek kişiyi tanıdığını söylemektedir: Sekreterini.

Bir müddet düşünen doktor, sekreterin ayırt edici bir özelliği olup olmadığını sorar. Kısa bir istişareden sonra ortaya çıkar ki; sekreter hanım işyerinde daima “kırmızı” bir hırka giymektedir. Bunun üzerine doktor durumu şöyle açıklar: Çalışan ile kıyafeti öyle özdeşleşmiştir ki nezdinde, patron hırkayı gördüğü anda hafızasının derinliklerine önceden işlenmiş yüz hatları zihninde canlanmakta, bu nedenle de sadece sekreterini görebildiğini sanmaktadır. Hâlbuki tanıdığı tek şey kırmızı hırkadır. =>>>

6 Ağustos 2024 Salı

VARLIĞIN İÇİNDEKİ YOKLUK - ÖZLEM PEKCAN


Anlatırlar ki; çok eski zamanlarda yoksul bir balıkçı varmış. Gölde avlandığı bir gün yakaladığı son balığı, o günkü rızkını çıkardığı düşüncesiyle serbest bırakmış. Meğer balık sihirliymiş, gördüğü iyilik karşısında dile gelmiş ve Balıkçı’ya üç dilek hakkı vermiş.

Balıkçı’nın ilk dileği zengin olmakmış. Daha varmadan kulübesinin kapısına gerçekleşmiş isteği. Başına gelenleri tek nefeste anlattığı karısı tüm olanlara sevinmiş sevinmesine ama başka istekleri de yok değilmiş.

Ertesi gün yine göl kıyısına götürmüş ayakları Balıkçı’yı ve ikinci dileğini dilemiş: 

“Kral yap beni!”

Balık kuyruğunu vurduğu suda kaybolurken hızla Balıkçı çoktan kralı imiş meçhul coğrafyadaki meçhul ülkenin. Ancak memnun etmek hiç kolay değilmiş Balıkçı’nın karısını.

Karnı da gözü de aşinalık kazanınca sahip olduklarına, başka başka hırsların peşine düşmüş nihayetinde nefsini uyandırdığı kocasıyla birlikte. Ama ne teki ne hepsi tatmin edebilmiş ikiliyi. Üçüncü kez gittiğinde göl kıyısına Balıkçı Kral demiş ki balığa:

“Tanrı yap beni!” =>>>

4 Ağustos 2024 Pazar

AFFETMEK ŞART MI? - ÖZLEM PEKCAN



Affetmek şart mı?

Basit görünen bu soru için herkesin kendince bir cevabı vardır muhakkak. Benimki de bu yazının konusu olduğuna göre, öncesinde “affetmek” meselesini irdeleyelim biraz. Kelime anlamıyla affetmek, TDK sözlüklerinde kısaca bağışlamak, hoşgörüyle karşılamak ya da mazur görmek şeklinde açıklanıyor. Söz konusu fiil çeşitli düzlemlerde çeşitli kaynak ve hedeflere sahip. Örneğin, İlahî düzlemlerde genellikle yaratan ile yaratılanlar arasında görünürken, dünyevi düzlemlerde ise kişiler, toplumlar ve olaylar arası bir nitelik kazanıyor.

İlahî ve toplumsal konular bir tarafa bırakılarak konuya kişisel gelişim açısından yaklaşıldığında, eylemin genellikle incitici bir olay karşısında olumsuz ve yıkıcı duyguların terk edilmesi sonucu gerçekleştiği kabul ediliyor. Affetme konusu başkaları, yaptıkları ya da kontrol dışı durumlar olabileceği gibi kişinin bizzat kendisi de olabiliyor. =>>>

10 Ekim 2022 Pazartesi

DAĞIN RUHU




Yazan: Özlem PEKCAN


Dağlar. Ormanların daimi mekânları, envai canlının, güvenli yaşam alanları. Kabuğunun hareketlerine bağlı meydana gelen yeryüzü yükseltileri. Kadim zamanların da günümüzün de kutsalları.

Sümerler, Hititler, Keldâniler ve Mısırlılar, dağların gökyüzünün direği olduğuna inanırlar. Fenikeliler ayinlerini ve tapınaklarını kutsal saydıkları yüksek dağlarda yaparlar.

Moğollar’a göre gökte yaşayan ilâhların yeryüzüne indiği yerler dağ olur. Cermenler için dağlar tanrıya hizmet ve ibâdet için en makbul yerlerdir.

Çinlilerin kutsal saydığı beş büyük dağ, vaktiyle imparatorların ziyaret ettikleri hac mekânlarıdır. Japonlar için en kutsal dağ Fijuyama aynı zamanda yeni doğan güneşe tapınma yeridir. Hintlilerin kutsal dağı ve tanrıların oturduğu Meru dünyanın merkezinde bulunur, etrafında güneş, ay ve yıldızlar döner.

Tanrı Musa Peygamber’e On Emir’i Sina dağında verir. İsa Peygamber Zeytindağında dolaşır, vaaz verir, burada çarmıha gerilir. Hira ise İslâm Peygamberi’ne ilk vahyin indiği dağdır.

Antik çağlara uzandığımızda Eski Yunanda en kutsal dağın Olimpos olduğunu görürüz. Burada Ulu Tanrı Zeus diğer tanrılarla beraber yaşar.  devam


27 Ekim 2021 Çarşamba

DOLAPTAKİ ADAM

 


Onca yıllık kiralık katildi, ilk defa başına böyle bir şey geliyordu adamın! Birkaç dakika öncesine kadar rutin ilerleyen işi, saklandığı dolaba genç kadının acele dalışıyla seyir değiştirmişti. Prensip itibarıyla, ödemesi yapılan can dışında can almayan adam, kimliğinin açığa çıkma ya da işi bitirememe ihtimali karşısında bir an tereddütte kalmış, akabinde evvela üzerine aldığı görevi yerine getirmeye ve bu davetsiz misafirle daha sonra ilgilenmeye karar vermişti.

Zaten genç kadını zapt etmek hiç zor olmamıştı. O kadar zayıf ve güçsüzdü ki, tek eliyle kolayca kavramış ve ses çıkarmasını engellemişti. Her şey birkaç saniyede düzene girmiş, yalnız başlayan bekleyişi çift kişilik devam etmişti. Buraya kadar fazla sorun yoktu. Neticede her meslek gibi kendisininkinin de bazı riskleri vardı. Başına gelen aksilik bunlardan münezzeh değildi. Fakat esas hedefinin eve gelişiyle seyir hayli değişmişti.

Zira tuhaf şekilde başını kalbinin tam üstüne dayamış, kaybolmak istercesine kollarının arasında sinmiş kalmış kadın, kendisinden ziyade kocasından korkuyor görünüyordu. Meslek onuru tamamen ayaklar altına alınmış olsa da, erkeklik gururunun tavan yaptığını itiraf etmeliydi.  >>>>


EFLATUN ELDİVEN / ÖZLEM PEKCAN

eKitap Ayrıntıları

  • Bireysel Bilgelik Yayınları
  • Yayın tarihi: 18 Haziran 2021
  • Baskı: Bireysel Bilgelik
  • ISBN: 9786056884702
  • Dil: Türkçe
  • İndirme seçenekleri: EPUB 3 (Adobe DRM)


20 Ekim 2021 Çarşamba

NEFES

 


Derin bir nefes aldı. Karanlık gecenin koyu ve keskin soluğu burnundan içeri doldu telaşla ısınmak istercesine, ardından aradığı sıcaklığı bulmanın verdiği rehavetle gevşeyerek ciğerlerine doğru yol aldı. Yeterince kabaran göğsü fazlasına dayanamadığından, kovalarken aceleyle çabucak açılan dudaklarının arasından artanını, bir nefes daha girmekteydi çoktan içeri. 

Esen rüzgârın ritminde savrulan saçlarının aksine çevirdiğinde ise başını aslında mutluluk soluduğunu hissetti. >>>>


EFLATUN ELDİVEN / ÖZLEM PEKCAN

eKitap Ayrıntıları

  • Bireysel Bilgelik Yayınları
  • Yayın tarihi: 18 Haziran 2021
  • Baskı: Bireysel Bilgelik
  • ISBN: 9786056884702
  • Dil: Türkçe
  • İndirme seçenekleri: EPUB 3 (Adobe DRM)

13 Ekim 2021 Çarşamba

SÜRGÜN

 


Genç kadın üzülmüştü. Kalbindeki istisna yerin sahibini kaybetme ihtimaliyle sarsılmıştı. Şifalandırmak istercesine şefkatli bakışlarıyla ağacı okşarken aniden fark ettiği ayrıntıyla:  

“Bak,” dedi coşkuyla ve gövdenin ortasından çıkmış hafifçe kalınlaşarak uzayan incecik dalı gösterdi. “Sürgün vermiş, çaresiz sayılmaz.”

Bu boş ümit, sadece gülümsetti adamı: “Fayda etmez,” dedi. >>>>


EFLATUN ELDİVEN / ÖZLEM PEKCAN

eKitap Ayrıntıları

  • Bireysel Bilgelik Yayınları
  • Yayın tarihi: 18 Haziran 2021
  • Baskı: Bireysel Bilgelik
  • ISBN: 9786056884702
  • Dil: Türkçe
  • İndirme seçenekleri: EPUB 3 (Adobe DRM)


6 Ekim 2021 Çarşamba

KORKMA



“Korkma! Dünyada bunun kadar tedirgin edici, ürkütücü ve kesinlikle korkutucu başka bir kelime bulunduğunu sanmıyorum. Hayır, korkacak bir şey yoksa ne diye böyle deyip ödümü kopartıyorsun? Eğer korkacak bir şey varsa da ne diye beni aldatıyorsun?”

Uzun tiradının ortasında nefesi kesilen yaşlı kadın sustu. Beyaz ve uzun kollu patiska geceliğinin etrafını geniş kocaman bir kürk gibi dolanan, parlak kırmızı renkteki şalına iyice sarındı. >>>>


EFLATUN ELDİVEN / ÖZLEM PEKCAN

eKitap Ayrıntıları

  • Bireysel Bilgelik Yayınları
  • Yayın tarihi: 18 Haziran 2021
  • Baskı: Bireysel Bilgelik
  • ISBN: 9786056884702
  • Dil: Türkçe
  • İndirme seçenekleri: EPUB 3 (Adobe DRM)

2 Ekim 2021 Cumartesi

BİR ÖĞRETMEN ANLATTI

  


Hamdi Rıza ÇAYDAM

    Sakarya Muharebeleri’nde Yunan ordusu; Eskişehir kapılarına dayanırken daha fazla sabredememiş, üç öğretmen arkadaş güç bela elimize geçirdiğimiz yarı kırık bir arabaya, çoluğu çocuğu atınca yollara düşmüştük. 

    Verdiğimiz karara göre, mümkün olduğu kadar Eskişehir’den uzaklaşacak, görevlerimize Anadolu’nun daha iç taraflarında devam edecektik. 

    Yollar mahşer gibi kalabalıktı. Analar, babalar yavrularını omuzlarına almışlar yürüyorlar, esaretin, ölümün yaklaşan tırnaklarından bir an evvel uzaklaşmak istiyorlardı. Bağırışlara, çağırışlara kimsenin aldırdığı yoktu. Yollarda, yorgunluktan, susuzluktan düşüp bayılanlar, hatta ölenler vardı.

    Şehirden çıktıktan iki saat sonra evvelce tasarladığımız, tehlikesi az, ıssız, o akşam için varacağımız köye daha kestirme bir yola saptık.

    İşte onunla tanışmamız, bu yol üstünde, öğleye doğru mola verdiğimiz bir çeşme başında oldu. Sırtında yamalı, kirli, etekleri fitillenmiş bir asker kaputu, elinde kabukları soyulmuş kalın bir değnek vardı ve bütün eşyası da bundan ibaretti. >>>>


29 Eylül 2021 Çarşamba

HANIMELLERİ

   



    “Bu koku,” dedi endişeyle genç kadın öksürüğünü zapt etmekte zorlanarak.

“Hanımelleri,” diye tamamladı cümleyi yüzü heyecanla parlayan adam dikkati dağınık şekilde, zira aklı az sonra yapacağı teklifteydi.

Oysaki göğsünün üstüne kocaman bir boğa oturmuşçasına soluğu kesilmişti kadının: “Hanımelleri,” diye kekeledi.

Ahmak adam, onca senelik beraberliklerine rağmen bilmesi ehemmiyet arz eden tek hususun dahi farkında değildi. >>>>


EFLATUN ELDİVEN / ÖZLEM PEKCAN

eKitap Ayrıntıları

  • Bireysel Bilgelik Yayınları
  • Yayın tarihi: 18 Haziran 2021
  • Baskı: Bireysel Bilgelik
  • ISBN: 9786056884702
  • Dil: Türkçe
  • İndirme seçenekleri: EPUB 3 (Adobe DRM)

22 Eylül 2021 Çarşamba

EFLATUN ELDİVEN

 


“Sekiz, dokuz, on!” diye bağırdı sahte bir neşeyle. “Sağım, solum, önüm, arkam sobe!”

“Saklanmayan ebe!” diye ona katıldı diğer ses.

Bunun üzerine bıkkınlık ve teslimiyet arası bir sitemle salondaki koltuklardan tekine çökercesine oturdu adam. 

“Ama senin saklanman gerek,” diye açıklamaya çalıştı her oyunu kendisine göre başka oyuna çeviren yeğenine. >>>>


EFLATUN ELDİVEN / ÖZLEM PEKCAN

eKitap Ayrıntıları

  • Bireysel Bilgelik Yayınları
  • Yayın tarihi: 18 Haziran 2021
  • Baskı: Bireysel Bilgelik
  • ISBN: 9786056884702
  • Dil: Türkçe
  • İndirme seçenekleri: EPUB 3 (Adobe DRM)

18 Eylül 2021 Cumartesi

YANLIŞ ÖPÜCÜK

 


Adamı göğsünden iterek: “Sen o değilsin!” dedi hayret ve dehşetten kısılmış bir sesle kadın.

“Belli ki,” diye cevapladı adam.

O da şaşkındı. Aynı zamanda en yakın dostu olan kuzeninin sayfiyedeki konağına hafta sonunu geçirmek için gelirken, onun nişanlısı tarafından öpülmek aklından geçen son şey bile değildi. Olamazdı. >>>>


EFLATUN ELDİVEN / ÖZLEM PEKCAN

eKitap Ayrıntıları

  • Bireysel Bilgelik Yayınları
  • Yayın tarihi: 18 Haziran 2021
  • Baskı: Bireysel Bilgelik
  • ISBN: 9786056884702
  • Dil: Türkçe
  • İndirme seçenekleri: EPUB 3 (Adobe DRM)

16 Eylül 2021 Perşembe

ŞAMANDIRA

Hamdi Rıza ÇAYDAM







                                                         - ULUER ÇAYDAM’A-



Durak Onbaşı, sıra dışı hizmet cezasıyla Anafarta kıyılarını gözetleyen takımın soldaki postasına gönderildiği zaman çok üzülmüştü. Suç, bölükleriyle irtibatı sağlayarak geriye dönen hemşerisi Mehmet Onbaşıda, daha doğrusu kendisinde olmuştu. Onbeş günden beri bir türlü göremediği arkadaşlarından haber almak için izinsiz açılmaya, takımdan uzaklaşmaya lüzum yoktu. Siperlerin kuytu bir köşeciğine çekilerek, pekâlâ bol bol konuşabilirlerdi. Bundan evvel ne vakit takımdan ayrılmak istese ya izin almış, ya mangası erlerinden birine veya bir kaçına bulunacağı yeri söylemiş, aranınca beş dakika geçmeden takım komutanının karşısına dikilmişti. Fakat teğmen, bu sabah kıyıdaki gözetleme postalarını gözden geçirmeye gitmişti, geç, belki de güneş battıktan sonra dönecekti. >>>>


24 Haziran 2021 Perşembe

EFLATUN ELDİVEN

TIKLAYIN

"Fakat bazen... Bazı rastlaşmalarda, bazı davetlerde, bazı sohbetlerde adamın gözleri kendisinden izinsiz bulurdu kadınınkileri, o geceden kalan bir iz ararcasına ve her seferinde pes edip de çevirirken bakışlarını minik bir pırıltı yakalayıverirdi gür kirpiklerin arasından süzülen. İşte o zaman tıpkı kendisindeki gibi kadında da hâlâ canlı olduğunu anlardı o gecenin hatırasının. Ancak bilemezdi anlamını."

Özlem Pekcan’ın "Eflatun Eldiven" isimli dijital kitabı, Bireysel Bilgelik Yayınları farkıyla İdefix, D&R ve Kobo’da Satışta! 

Farkındalık Yazarlığı Atölyesi katılımcılarından Özlem Pekcan, kitapta özellikle yaratıcılığı ve dili kullanma biçimi ile dikkat çekiyor. Burada yer alan öykülerin ardında geniş bir hayal gücü var. Özlem Pekcan gerçekçi ve fantastik öyküleriyle okuyucuyu farklı zamanlara, farklı mekânlara ve farklı duygulara taşımayı başarıyor.

Farkındalık Yazarlığı Yazı ve Yazarlık Atölyesi yazmaya başlamak isteyen, kendi kendine yazmasına rağmen kalemini geliştirme arzusu taşıyan ve yazdıklarının edebi bir niteliği olmasını hedefleyen kişiler için kurulmuştur. Farkındalık Yazarlığı, atölye katılımcısını yazar adayı, yazar adayını da yazar haline getirmek için bu kararlılığa sahip kişilerle birlikte yürümek üzere yola çıkmış ve bunu başarmıştır. “Farkındalık Yazarlığı Atölyesi’nden” dijital kitap serisi de bu başarının bir ürünüdür.


İdefix:

https://www.idefix.com/ekitap/eflatun-eldiven

D&R:

https://www.dr.com.tr/ekitap/eflatun-eldiven

Kobo:

https://www.kobo.com/tr/tr/ebook/eflatun-eldiven

7 Ocak 2021 Perşembe

SIR



Ellerini ensesinde birleştirerek sandalyesiyle birlikte geriye doğru esnedi Erdinç ve gözlerini doğrudan gözlerimin dibine dikerek, o meşum sorusunu sordu:

“Söylesene.” dedi tane tane. “Hayatındaki en büyük sır nedir?”

Bakıştık. Bütün sırlarım ya da sır diye addettiklerim zihnime üşüştü yine fakat ben tekine bile bu sıfatı uygun bulmadım.

“Peki ya senin?” diye mukabele ediverdim, kendimi de şaşırtarak. “Senin hayatındaki en büyük sır nedir?”

Beklentiyle aydınlandı karanlığı, gözlerinde minik fakat fark edebildiğim bir pırıltı yandı söndü.

“Anlatayım mı?”

“Anlat.” 



Stok Kodu
:
9786052497050
Boyut
:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
:
132
Basım Yeri
:
Eskişehir
Baskı
:
1
Basım Tarihi
:
2020-02
Kapak Türü
:
Ciltsiz
Kağıt Türü
:
2. Hamur
Dili
:
Türkçe
 Barkodu           : 9786052497050


30 Aralık 2020 Çarşamba

İYİ İNSANLARIN KÖTÜ İŞLERİ



Adamın gözlerinde şaşkınlık, hayal kırıklığı ve korku, kadınınkilerde ise üzüntü, pişmanlık ve ızdırap fışkırmaktaydı.

“Lütfen.” dedi Ferhat, cevap vermedi Nur ne bu yakarışa ne de ardından biteviye tekrarlanan diğerlerine.

Gözleri ruhundan çekilip, kanı tükenirken yavaş yavaş bedeninde, bilincinin kapanmasına yakın, yalvarışları kuruyan adam: 

“Sen iyi bir insandın.” diye fısıldadı, son sözleriydi belki de. “Neden? Neden?”

“İyi insanlar da kötü şeyler yapar.” diye mukabele etti kadın, boğazını yakan hıçkırıklarını engellemesine karşın, gözyaşlarına mukayyet olamayarak, “Bazen iyi insanlar da kötü şeyler yapar.” 



Stok Kodu
:
9786052497050
Boyut
:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
:
132
Basım Yeri
:
Eskişehir
Baskı
:
1
Basım Tarihi
:
2020-02
Kapak Türü
:
Ciltsiz
Kağıt Türü
:
2. Hamur
Dili
:
Türkçe
 Barkodu           : 9786052497050


SÖYLE SÖZÜNÜ

Ad

E-posta *

Mesaj *

kimler gelmiş:)

Twitter

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı