Yazan: Özlem PEKCAN
Dağlar. Ormanların daimi mekânları, envai canlının, güvenli yaşam alanları. Kabuğunun hareketlerine bağlı meydana gelen yeryüzü yükseltileri. Kadim zamanların da günümüzün de kutsalları.
Sümerler, Hititler, Keldâniler ve Mısırlılar, dağların gökyüzünün direği olduğuna inanırlar. Fenikeliler ayinlerini ve tapınaklarını kutsal saydıkları yüksek dağlarda yaparlar.
Moğollar’a göre gökte yaşayan ilâhların yeryüzüne indiği yerler dağ olur. Cermenler için dağlar tanrıya hizmet ve ibâdet için en makbul yerlerdir.
Çinlilerin kutsal saydığı beş büyük dağ, vaktiyle imparatorların ziyaret ettikleri hac mekânlarıdır. Japonlar için en kutsal dağ Fijuyama aynı zamanda yeni doğan güneşe tapınma yeridir. Hintlilerin kutsal dağı ve tanrıların oturduğu Meru dünyanın merkezinde bulunur, etrafında güneş, ay ve yıldızlar döner.
Tanrı Musa Peygamber’e On Emir’i Sina dağında verir. İsa Peygamber Zeytindağında dolaşır, vaaz verir, burada çarmıha gerilir. Hira ise İslâm Peygamberi’ne ilk vahyin indiği dağdır.
Antik çağlara uzandığımızda Eski Yunanda en kutsal dağın Olimpos olduğunu görürüz. Burada Ulu Tanrı Zeus diğer tanrılarla beraber yaşar. devam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder