İnsanlığın değil ama biz insanların inatçı ısrarla aradığı şeylerden biri de mükemmellik. Mükemmelliği bir tür kusursuzluk ya da üst sınırda tamamlanmış bütünlük hali gibi düşünebiliriz belki. Ancak gerçek şu ki tanımını yapmak da, bulmak da gerçekleştirmek de imkânsıza yakın. İmkânsıza ayrıca düşkün olan bizler bunun için çeşitli yöntemler geliştirmekten de geri kalmamışız elbet. Örneğin; Altın Oran. Bir bütünün parçaları arasındaki ideal orantısal uyum.
Canlı ve cansız varlıklarda yaratılışları gereği bulunan bu doğal oran sisteminin ne zaman keşfedildiği ya da ilk defa kimler tarafından kullanıldığı belirsiz. Euclid’in “Elementler”de bundan bahsettiğini, Mısırlıların Keops Piramidi’nde, Greklerin Parthenon’un tasarımında ya da Grek Heykeltraş Phidias’ın heykellerinde bu oranı kullandığını biliyoruz.
Altın Oran’ı kullanan bir diğer isim ise Rönesans’ın büyük ismi Leonardo da Vinci. Matematiksel çizimi Vitruvius Adamı’nda ideal erkek vücudunu iki pozda gösterir usta sanatçı: Çember içine yerleştirilmiş, kolları ve bacakları yukarı ve yana açılmış beden ile kare içine yerleştirilmiş kolları 90 dereceyle yanlara açılmış beden. =>>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder