Cumhuriyetimiz bir yaş daha alıyor. Tarih sahnesinde tek katreden daha büyük olmayan bu
süre, biz insanlar için pekçok kuşak ve upuzun bir zaman
dilimi.
Kurtuluş savaşında
çarpışan, cumhuriyetin kuruluşuna tanıklık eden ve Atatürk’ü
gören nesiller artık ebediyete intikal etmiş durumda. Arkadan
gelerek orta yaşlarını sürenler veya geçenler iyi kötü onların
hatırasını taşıyor, ama gençlerimiz ve çocuklarımız bunlardan yoksun.
Tarih kitaplarından
okuyor, ders olarak görüyorlar, bir önceki kuşağın
büyüklerinden dinledikleri ve öğrendiklerinden çok azını.
Tabiat hükmünü
sürüyor, onu kendi haline bırakalım ve biz cumhuriyetin kurulduğu
güne doğru bir zaman yolculuğu yapalım.
29 Teşrinievvel 1339
– 29 Ekim 1923
O gün; Kurtuluş
Savaşından çıkmış, Lozan Anlaşmasını imza etmiş ve
bağımsızlığını ilân etmiş yeni ve genç Türk Devletinin
Meclisi yoğun bir mesai içindedir. Genel Kurula sunulan bir
Kanun Tasarısını gündeme almış ve görüşmelere başlamıştır.
Sözkonusu tasarı ile
yürürlükte bulunan Teşkilâtı Esasiye Kanununun (yani
Anayasanın) Bazı Maddelerinin değiştirilmesi öngörülmektedir.
Saatler süren müzakereler sonucunda tasarı kabul edilerek
yasalaşır.
Böylece 29 Teşrinievvel
1339 tarih ve 364 sayılı "Teşkilâtı Esasiye Kanunu'nun Bazı
Mevadının Tavzihan Tadiline Dair Kanun" (yani 29 Ekim 1923
tarih ve 364 sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanununun Bazı
Maddelerinin Açıklanarak Düzeltilmesine İlişkin Kanun) ile
Anayasanın 1, 2, 4, 10, 11 ve 12 nci maddeleri değiştirilir.
364 sayılı Kanun
aşağıdaki şekildedir:
1. Madde: Hâkimiyet
bilâkaydü şart (kayıtsız şartsız) milletindir. İdare usulü
halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına
müstenittir (dayanmaktadır). Türkiye Devletinin şekli hükümeti
Cumhuriyettir.
2. Madde: Türkiye
Devletinin dini, Dini İslâm'dır, resmi lisanı Türkçe'dir.
4. Madde: Türkiye
Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis
Hükümetin inkısam ettiği (taksim ettiği) şuabatı idareyi İcra
Vekilleri vasıtasıyla idare eder.
10. Madde: Türkiye
Reisicumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi
tarafından ve kendi azası meyanından (arasından) bir intihap
(seçim) devresi için intihap olunur (seçilir). Vazifei Riyaset
yeni reisicumhurun intihabına kadar devam eder. Tekrara intihap
olunmak caizdir.
11. Madde: Türkiye
Reisicumhuru Devletin reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe
Meclise ve Heyeti Vekileye riyaset (başkanlık) eder.
12. Madde: Başvekil
(başbakan) reisicumhur tarafından ve Meclis azası meyanından
intihap olunur. Diğer vekiller Başvekil tarafından yine meclis
azası arasından intihap olunduktan sonra Heyeti Umumiyesi (Bakanlar
Kurulu) Reisicumhur tarafından Meclisin tasvibine arz olunur. Meclis
hali içtimada (toplantıda) değilse keyfiyeti tasvip Meclisin
içtimaına talik olunur (ertelenir).
Yukarıda görüldüğü
gibi kabul edilen Kanun ile Teşkilâtı Esasiye Kanununun yani
Anayasanın 1 inci maddesinin sonuna: "Türkiye Devletinin
Şekl-i Hükümeti Cumhuriyettir" cümlesi ilâve edilmekte ve
devletin idare şeklinin Cumhuriyet olduğu kesin hükme
bağlanmaktadır.
2 nci madde ise 1921
Anayasasında bulunmayan ek bir maddedir. Devletin dini (İslâm) ve
diline (Türkçe) ilişkin hükümler içermektedir.
4 üncü maddede,
Türkiye Devletinin Büyük Millet Meclisi tarafından yöneltildiği,
Meclisin icra ve idare yetkilerini koruduğu, Meclisin hükümetin
yükümlülüğündeki görevleri Bakanlar Kurulu vasıtasıyla
yerine getireceğine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır.
10 uncu madde ile
Cumhurbaşkanının TBMM Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri
arasından bir seçim dönemi için seçileceği, görev süresi
biten cumhurbaşkanının yeniden seçilebileceği hükme
bağlanmaktadır.
11 inci maddeye göre de
Cumhurbaşkanının devletin başıdır ve bu sıfatla Meclise ve
Bakanlar Kuruluna Başkanlık edebilir.
12 nci madde ile de
başbakan cumhurbaşkanı tarafından ve meclis üyeleri arasından,
diğer bakanlar başbakan tarafından ve yine meclis üyeleri
arasından seçilerek cumhurbaşkanı tarafından meclisin onayına
sunulacağı hükme bağlanmaktadır. Meclis toplantı halinde
değilse onaylama işi meclisin toplanmasına ertelenebilecektir.
İşte Cumhuriyet,
TBMM’nin 43. birleşiminde hazır bulunan 158 milletvekilinin oybirliği
ile kabul edilen Kanunla 29 Ekim 1923 Pazartesi günü saat 20.30'da
"Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında bu şekilde ilân
edilir.
Aynı gün 30 sayılı
karar uyarınca Cumhurbaşkanlığı seçimi de yapılır ve
Cumhuriyetin ilânından on beş dakika sonra saat 20.45'de,
oybirliği ile Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşa Türkiye
Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı seçilir.
Gazi Meclisin Gazi
Cumhurbaşkanı Kürsüde
Cumhurbaşkanı
seçildikten sonra kürsüye gelen Gazi Mustafa Kemal Paşa aşağıdaki
konuşmayı yapar.
"Saygıdeğer
arkadaşlar! Dünya çapında önemli ve olağanüstü olaylar
karşısında saygıdeğer milletimizin gerçek uyanıklığına ve
şuurluluğuna değerli bir belge olan Teşkilâtı Esasiye
Kanunu'nun bazı maddelerini açıklığa kavuşturmak için kurulmuş
olan özel komisyon tarafından yüksek heyetinize teklif edilen
kanun tasarısının kabulü dolayısıyla Türkiye Devletinin zaten
bütün dünyaca bilinen bilinmesi gereken mahiyeti milletlerarası
adıyla adlandırıldı. Bunun tabiî bir gereği olmak üzere bugüne
kadar doğrudan doğruya Meclis Başkanlığınızda bulundurduğunuz
arkadaşınıza yaptırdığınız bu görevi Cumhurbaşkanı
unvanıyla yine aynı arkadaşınız bu âciz arkadaşınıza tevcih
ediyorsunuz. Bu münasebetle şimdiye kadar hakkımda gösterdiğiniz
sevgi, samimiyet ve güveni bir defa daha göstermekle yüksek
değerbilirliğinizi ispat etmiş oluyorsunuz. Bundan dolayı yüce
heyetinize gönlümün bütün samimiyeti ile teşekkürlerimi arz
ederim.
Efendiler! Asırlardan
beri doğuda haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz Türk
Milleti gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden
yoksun zannediliyordu. Son yıllarda milletimizin fiilî olarak
gösterdiği kabiliyet istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü
düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak,
görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti.
Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri hükümetin
yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla
gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti dünya devletleri arasında
tuttuğu yere lâyık olduğunu eserleriyle ispat
edecektir.
Arkadaşlar! Bu yüksek rejimi yaratan Türk
Milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer bundan sonra da
birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir. Bendeniz
kazandığım bu güven ve itimada lâyık olmak için pek önemli
gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O
ihtiyaç yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi,
güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrının
yardımıyla bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi
şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum.
Daima sayın
arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir şekilde
yapışarak kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak
görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine
dayanarak hep birlikte ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti
mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır."
Bu konuşmanın ardından,
Mebus Avni Bey (Bozok) "Bir dua yapılsın" teklifinde
bulunur, diğer vekillerin de desteklemesi sonrası Karahisar Mebusu
(Afyonkarahisar Vekili) Kâmil Efendi kürsüde dua okur.
Cumhuriyetin ilân
olunduğu ve Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ilk Cumhurbaşkanı
seçildiği tarihi oturum bu şekilde sona erer.
Bugünkü TBMM’den Geçmişe Selâm
Yukarıda anlatılanların
hepsi esasen o günkü oturum tutanaklarında yer alıyor. Türkiye
Büyük Millet Meclisi web sitesi, 1908’den itibaren günümüze
Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi Meclis Tutanaklarına erişim
sağlıyor.
Meclisin kullanıma
sunduğu sorgu sistemini kullanarak, 364 sayılı Kanun Metnine,
kanunla ilgili yapılan müzakere tutanaklarına ve Gazi Mustafa
Kemal Paşa’nın Cumhurbaşkanı seçildikten sonra kürsüden
yaptığı konuşmanın orijinal metnine ulaşabilirsiniz.