KEBİKEÇ

16 Ekim 2014 Perşembe

NUTUK 87 YAŞINDA: AFERİN BİZİM LİSELİLERE!


NUTUK 87. YAŞINA GİRERKEN LİSELİLERİMİZ BİRÇOK İLDE BUNU UNUTMADILAR VE KUTLAMA YAPTILAR.






19 MAYIS 1919'DA SAMSUN'A ÇIKIŞINDAN 1927 YILINA KADAR YAŞANANLARI İÇEREN BÜYÜK NUTUK; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK TARAFINDAN 15-20 EKİM 1927 TARİHLERİ ARASINDA TBMM'DE OKUNMUŞTU. 

LİSE ÖĞRENCİLERİ DE NUTUK'UN BAŞLANMASININ 87. YILDÖNÜMÜNÜ SINIFLARINDA KUTLAYARAK SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTI. 

ÖĞRENCİLER TAHTALARA: 


  • "ULUSUN BAĞIMSIZLIĞINI YİNE ULUSUN KARARI VE DİRENİŞİ KURTARACAKTIR."
  • "ULUSAL SINIRLAR İÇİNDE BULUNAN YURT PARÇALARI BİR BÜTÜNDÜR, BİRBİRİNDEN AYRILIMAZ!"
  • "EFENDİLERİ VE EY MİLLET İYİ BİLİNİZ Kİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ŞEYHLER, DERVİŞLER, MÜRİTLER, MENSUPLAR ÜLKESİ OLAMAZ!" 


GİBİ NUTUKTAN ÇEŞİTLİ CÜMLELER YAZDILAR.

HÜRRİYET WEB SİTESİNDE YER ALAN ÖĞRENCİLERİN PAYLAŞIMLARINI GÖRMEK İSTERSENİZ  TIKLAYINIZ.



TOPLANTI VE ZAMAN YÖNETİMİ - İGED AKADEMİ



Eğitim Konuları
  • Toplantının Tanımı,
  • Toplantıların Vazgeçilmezliği,
  • Toplantı Yapmanın 4 Ana İşlevi,
  • İş Toplantılarının Etkinliğinin Ölçülmesi,
  • Toplantı Yönetiminin Özellikleri,
  • Toplantılarda Yapılmaması Gerekenler,
  • Toplantılarda Gösterilmesi Gereken Tavır ve Yaklaşımlar,
  • Toplantılarda Katılımcıların ve Liderlerin Görevleri,
  • Toplantı İçin Gündem Belirleme,
  • Toplantılarda Açış ve Yürütme,
  • Toplantılarda Tartışma Yönetimi,
  • Toplantıda Sonuçlandırma Adımları,
  • Özetleme ve Toplantı Tutanağının Hazırlanması,
  • Zamanın Değerini Anlamak,
  • Kişisel Verimliliğin Esasları,
  • Kişisel Zaman Yönetiminin Özellikleri,
  • Kendini Organize Etmek,
  • Hayır Diyebilmek,
  • Başkalarını Organize Etmek ve Delegasyon,
  • Zaman Tuzakları,
  • Zaman Yönetimi Teknikleri,
  • Zaman Yönetimi Matrisi,
  • Zaman Kaybettiriciler.
Gamze Biçerbay Hakkında
1995 – 1999 yılları içerisinde dış eğitmen olarak çalışmaya devam ederken bir tesis yönetimi firması olan MET – GROUP’da ilk önce İnsan Kaynakları ve Eğitim Yöneticisi daha sonra bu görevlerine ilaveten Kalite Güvence Yöneticisi olarak görev yapmıştır. Bu dönemde 2000’i aşkın personelin işe alım, oryantasyon çalışmalarının yürütülmesi, ön eğitim ve periyodik eğitimlerinin tespiti ve uygulanması, monotonluğu önleme ve motivasyon arttırma çalışmaları, psikoteknik yöntemin personel seçimi, terfi ve eğitim ihtiyaç analizinde kullanılır hale getirilmesi, beyaz yakalıların performans değerlendirme sisteminin kurulması ve uygulanması, İSO 9001 belgesinin alınabilmesi için iş tanımları, iş akışları, iş değerlemesi ve tüm prosedürlerin oluşturulması ve iç tetkik faaliyetlerinin bizzat yürütülmesi faaliyetlerinde bulunmuştur.
İnsan Kaynakları Danışmanı olarak çeşitli işletmelerde performans değerleme sistemi kurulması, psikometrik sistemin İnsan Kaynakları fonksiyonlarına entegre edilmesi- Tofaş Türk AŞ- , ölçme değerlendirme merkezi uygulamaları- Vatan Bilgisayar, Temsa vb.- ve piyasa ücret araştırması – ÇBİ-ile, iş tatmini arttırma çalışmalarını gerçekleştirmiştir.
...
Devamı için lütfen iletişime geçiniz.
TARİH23 Ekim 2014 (Perşembe)EĞİTMENGAMZE BİÇERBAY
SÜRE7 Saat (10:00 - 17:00)ÜCRET200 TL (KDV Dahil)
ADRESHalaskargazi Cad. Çifkurt Apt. No:226 K:1 Şişli / İstanbul (Şişli Cami Karşısı)

20 Haziran 2014 Cuma

24 ÜLKE VE 80 GALERİ İSTANBUL'DA!


Bu yıl ikincisi gerçekleşecek uluslararası çağdaş sanat fuarı ArtInternational’a katılacak galeriler belli oldu. Amerika’dan Çin’e, Suudi Arabistan’dan Finlandiya’ya, 24 ülkeden 80 galerinin katılacağı fuar, 26-28 Eylül tarihlerinde Haliç Kongre Merkezinde gerçekleşecek.

Türkiye’nin en prestijli uluslararası çağdaş sanat fuarı ArtInternational’ın ikincisi 26-28 Eylül 2014 tarihlerinde gerçekleşecek. İstanbul’un geçen yılki en önemli sanat etkinliklerinden biri kabul edilen ArtInternational’ın yönetmenliğini bu yıl da Dyala Nusseibeh, sanat yönetmenliğini ise Stephane Ackermann üstleniyor. Konuklarını bir kez daha Haliç Kongre Merkezi’nde karşılayacak fuara bu yıl 24 ülkeden 80 seçkin galeri katılacak.

İstanbul’dan Leyla Tara Suyabatmaz (Rampa Galeri) ve Yeşim Turanlı (Pi Artworks), Viyana’dan Ursula Krinzinger (Galerie Krinzinger), Paris’ten Olivier Belot (Yvon Lambert) ve New York’tan Leila Heller (Leila Heller Gallery)’den oluşan seçim komitesinin Avrupa, Amerika, Ortadoğu ve Asya’yı kapsayan geniş bir bölgede yaptıkları değerlendirme sonucu 80 galeri İstanbul’da sanatseverlerle buluşacak. Bu yıl ayrıca, Pearl Lam ve Edouard Malingue gibi Uzakdoğulu galeriler de ilk kez İstanbul’a gelecek.

Türkiye’den 12 galeri katılıyor


ArtInternational’ın Türkiye ayağında ise İstanbul’un güncel sanat dünyasının odak noktası olmayı başarmış 12 galeri yer alıyor. Komitenin, uluslararası sergileri ve başarılarını dikkate alarak yaptıkları seçim sonucu; Galeri Manâ, NON, Pi Artworks, PİLOT, Rampa, ArtSümer, x-ist ve Galeri Zilberman gibi geçen yıl da katılmış galerilerin yanı sıra Dirimart, Galeri Nev, Rodeo ve Sanatorium gibi yeni galeriler fuardaki yerlerini alacak.

ArtInternational artsy.net’te!

ArtInternational’ın bu yılki yenilikleri arasında online sanat sitesi artsy.net ile işbirliği de bulunuyor. Sanatseverler açılıştan önce ArtInternational’ı artsy.net’ten online izleyebilirken, sergilenecek sanat eserlerini fuar tarihleri arasında online olarak da satın alabilecekler.

Çağdaş sanat tutkunlarının ilgi odağı olmaya devam edecek

Geçen yıl ilk kez gerçekleşmesine rağmen büyük bir başarıya imza atan ve yılın en önemli sanat olaylarından biri sayılan ArtInternational, 26 - 28 Eylül tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.

Türkiye, Orta Doğu ve ötesine odaklanan, koleksiyonerlere uluslararası çağdaş sanata rakipsiz erişim imkânı yaratan fuar, dünyanın önemli sanat fuarlarındaki ortaklıklarıyla tanınan Angus Montgomery ve Türkiye’nin önde gelen fuarcılık şirketlerinden Fiero Milano İnterteks tarafından düzenlenmektedir.


Ayrıntılı bilgi için: www.artinternational14.net

facebook: ArtInternational
twitter: @ArtIntl
instagram: @ArtIntl

Söyleşi talepleriniz için:
Uğur Yüksel / Yasemin Ülergin
Flint Public Relations, Istanbul
Tel: + 90 212 241 03 28
ugur.yuksel@flint-pr.com | yasemin.ulergin@flint-pr.com

17 Haziran 2014 Salı

CAN’DAN BAKAN FOTOĞRAFLAR ÖDÜLLERİNİ ALDI




Türkiye yetişkin hasta bezi pazarının lideri Canped’in ‘Can’dan Bakım’ konulu ikinci Nesiller Boyu Gülümseyin Fotoğraf Yarışması’nda dereceye girenler ödüllerini aldı. Türkiye’nin en önemli fotoğraf sanatçıları Ara Güler, Erdal Yazıcı, Gülnur Sözmen’in jüri üyeleri arasında yer aldığı ‘Can’dan Bakım’ konulu yarışmanın birincisi Şanlıurfa’dan Ergün Karadağ oldu.

Türkiye’nin en sevilen ikililerinden Cenk ve Erdem’in sunumuyla Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda 12 Haziran’da gerçekleşen sergi açılışı ve ödül törenine jüri üyeleri Ara Güler, Erdal Yazıcı, Gülnur Sözmen’in yanı sıra Ontex ME&A Genel Müdürü Özgür Akyıldız, Ontex ME&A Pazarlama Direktörü Burak Kayahan katıldı. Çok sayıda davetlinin yer aldığı Nesiller Boyu Gülümseyin Fotoğraf Yarışması sergi açılışı ve ödül törenine Ontex yönetici ve çalışanları ile medya mensupları yoğun ilgi gösterdi.

Nesiller Boyu Gülümseyin Fotoğraf Yarışması’nın ödül töreninde konuşan Ontex ME&A Genel Müdürü Özgür Akyıldız, Nesiller Boyu Gülümseyin Fotoğraf Yarışması’nın ortaya çıkmasında Türkiye’de hala önemini koruyan ‘aile’ kavramının etkili olduğunu söyledi. Nesiller Boyu Gülümseyin Fotoğraf Yarışması’nın ikincisinin konusunu Can’dan Bakım olarak belirlerken candan bakan gözlerdeki ışığı, candan dokunan ellerdeki hissi fotoğraf karelerinde görmek istediklerini belirten Özgür Akyıldız, “Bu yıl ikincisi düzenlendiğimiz fotoğraf yarışmasına Türkiye’nin her yerinden 11 bin 219 fotoğraf katıldı. Geçen yıla göre katılımımızda neredeyse 10 katlık bir artış var. İkinci yılımızda ulaştığımız bu rakam çok sevindirici” diye konuştu.

Özgür Akyıldız konuşmasının ardından II. Nesiller Boyu Gülümseyin Fotoğraf Yarışması’nın birincisi Ergün Karadağ’ın 8 bin TL’lik ödülünü verdi. 

Yarışmada ikinci seçilen Muhammet Bayar ise 6 bin TL’lik ödülünü Ontex ME&A Pazarlama Direktörü Burak Kayahan’ın elinden aldı. 

Yarışmaya Ankara’dan katılan ve üçüncülük ödülünün sahibi olan Orhan Köse’ye ise 4 bin TL’lik ödülünü Ontex Pazarlama Müdürü Müge Hasbay Öztunç verdi. 

Can’dan Bakım konulu ikinci Nesiller Boyu Gülümseyin yarışmasına Edirne’den katılan ve mansiyon ödülüne layık görülen Servet Çınar 500 TL’lik ödülünü, yarışmaya İstanbul’dan katılan Ünal Mecit Ontex Özel Ödülü olan fotoğraf kursu ödülünü Canped Ürün Müdürü Tuna Özcan’ın elinden aldı.

Instagram birincisi Figen Yazgan ise Nikon Coolpix S4200 model fotoğraf makinesi kazandı.

Nesiller Boyu Gülümseyin Fotoğraf Yarışması’na katılarak, candan bakan gözlerdeki ışığı, candan dokunan ellerdeki hissi fotoğraf karelerine en iyi yansıtanlar, Türkiye’nin en önemli fotoğraf sanatçıları Ara Güler, Erdal Yazıcı, Gülnur Sözmen, Ontex Pazarlama Müdürü Müge Hasbay Öztunç ve Canped Ürün Müdürü Tuna Özcan tarafından değerlendirildi.


Nesiller Boyu Gülümseyin Fotoğraf Yarışması sonucunda sergilenmeye layık görülen 50 fotoğraf Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda 22 Haziran tarihine kadar sergilenecek. Can’dan Bakım konulu fotoğraflar 13-14-15 Haziran tarihlerinde de Bebek Festivali’nde halkla buluşacak. 

13 Haziran 2014 Cuma

KUM SAATİ HAZİRAN'DA ÜCRETSİZ GÖSTERİM YAPIYOR



GÜLÜM PEKCAN DANS TİYATROSU'NUN SEZON BOYU SAHNELENEN OYUNU "KUM SAATİ" 25 HAZİRAN 2014 TARİHİNDE SAAT 20.00 DE  HALKA AÇIK VE ÜCRETSİZ OLARAK SAHNELENECEK. 


KUM SAATİ
TARİH: 25 HAZİRAN 2014
SAAT: 20.00
ADRES: GÜNİZ SOK. 44/4 KAVAKLIDERE - ANKARA
     TEL: 0312 466 60 30 - 31

12 Haziran 2014 Perşembe

ORTA YAŞ SENDROMU!







Derin AKTAN


Geçenlerde ofiste çalışıyorum, telefon çaldı. Açtım, karşımda tanımadığım bir erkek sesi… Derdini anlattı epey süre, gereken notları aldım, ne yapması gerektiğini söyledim, artık kapatmak üzereyken nedense karşımdakinin lâfı uzatası tuttu.

-“Ben daha önce gelmiştim sizin oraya,”dedi. “İki bayan vardı biri genç, diğeri de orta yaşlı. Siz genç olansınız herhalde değil mi?”

Bir an durakladım, aslında biz iki bayan da aynı yaşlardayız… Adamın, kur yaparak aklınca işinin takibini garantiye almak istediğini anladığımdan olacak:
-“Hayır, diğeri,” diye cevapladım soruyu.

Ses şaşaladı bir an: -“Nasıl yani?”
-“Ben,” dedim hınzırca “genç olan değil, orta yaşlı olan bayanım.”

Karşıda derin bir sessizlik oldu; “tüh baltayı taşa vurduk” hissini ahizeden ben bile aldım. Ondan sonra fazla uzatmadan telefonu kapattı adam.

Kendi çıkarı için yaptığı ucuz numarayı adamın başına geçirmekten büyük bir haz aldığımı itiraf etmeliyim. Bundan sonra böyle şeyler yaparken bir değil iki defa düşünür herhalde. Şu anda sırf boşboğazlığı yüzünden işinin akıbeti konusunda dokuz doğurduğundan eminim!

Öte yandan, bu olay benim de hiç farkında olmadığım bir şeyi idrak etmeme neden oldu: Kırk yaşını birkaç (!) sene geçmiş biri olarak, artık gerçekten de orta yaşlı bir kadınım ben!

Fakat bir sorunum var: Kendimi hiç de orta yaşlı bir kadın gibi hissetmiyorum! Yani artık otuzlu yaşlarında genç bir kadın olmadığımın gayet bilincindeyim, fakat şu orta yaş kavramı da kavramıyor beni bir türlü.

****

Yukarıdaki sözlerin sahibi, benim çocukluk arkadaşım. Geçen haftaki buluşmamızda, sohbetimizin büyük bölümünü bu olay kapsadı.

Bir taraftan erkeklerin istediklerini elde etmek için neden böyle yöntemlere başvurduğunu tartıştık, bir taraftan da genç ile orta yaş arasında daha “orta” bir tanım olabilir mi diye konuştuk.

Öncelikle; erkeklerin bazen feci şekilde aptal durumuna düştükleri kanaatine vardık ve bir araya gelip de erkekleri çekiştiren tüm kadınlar gibi başka bir sürü örneği hatırlayıp çok güldük.

Bu arada, ne kadar uğraşsak da genç ile orta yaş arasında kendimizi daha iyi hissettirecek bir tanım bulamadık maalesef. Sonuçta, “ya biz buna alışacağız ya da o zamana kadar yeni bir şey bulacağız” dedik. Bu da bizi çok ümitlendirdi doğrusu!


11 Haziran 2014 Çarşamba

İSTANBUL TEKRAR BAŞKENT, ANKARA İSE SERHAT ŞEHRİ OLUR MU?



Özlem Pekcan'ın kitaplığından....

Ebced hesabı, alfabetik bir sayı sistemi kullanarak, kelimelerin sayısal değerini hesaplamaktır. Arap alfabesinde yer alan her bir harfe 1'den 1000'e kadar bir değer verilmiştir. Bu durumda arap harfleri ile yazılan her bir kelime ve cümlenin ayrıca bir de rakamsal değeri bulunmaktadır. Bu teknik kullanarak eser verenler, eserlerinde görünen ve bilinen anlamları dışında kelime ve hatta kelimenin dahil olduğu cümlelerle çeşitli olayların tarihlerine atıfta bulunabilirler. 

Örneğin; tarihi bir çeşmenin üstünde veya bir yapının kapısının üstünde bir beyit görürsünüz ebced tekniği ile yazılmış, sözkonusu yapıyı öven veya kimin yaptırdığını anlatan. İşinin ehli ise yazan, beyitteki harflerin sayısal değerleriyle yapılan hesap muhakkak ki yapım tarihini verecektir. 

Anlamlı kelimeler kullanarak edebi cümleler kurmak, aynı zamanda sembolik ve sanatsal ifadeler kullanarak görünen ve görünmeyen anlamları hak edenlerine veya anlayanların a ulaştırmak kuşkusuz ki büyük bir ilim gerektirir.

Yazdığı şiirlerinde bu tekniği kullanmış kişilerden birisi de Müştak Baba'dır. Kendisi 1759-1832 arasında yaşamış bir sûfî şairdir. Aruz vezni kullanarak yazdığı şiirlerinde sembolik bir lisan ayrıca da ebced hesabı kullanmıştır. Bilinen en ünlü eseri, bu gün Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nde bulunan 160 sayfalık Müştak Baba Divanı (Divan-ı Müştak Efendi)'dır.


Müştak Baba'yı yaşadığı zamandan günümüze taşıyan en önemli yapıtı, ilk beyitinde başkent olacağı tarihin verildiği "Ankara" adlı şiiridir. Bu husus ilk defa 1937 yılında milletvekili Mehmet Vehbi Efendi kürsüde yaptığı bir konuşma esnasında dile getirilmiştir.


Serhat Ahmet TAN'ın, "Müştak Baba - İstanbul Başkent" başlıklı kitabı Müştak Baba'yı ve kehanetlerini yeniden gündeme getiriyor. Kitapta, ebced hesabı kullanılarak, Müştak Baba'ya ait 4 şiirin (Ejder, Timsah, Reh Mevla ve Ankara) çözümlemesi yapılıyor.


Yazara göre Müştak Baba, Nostradamus'tan bile daha büyük bir kâhin. Geleceğe dair kehanetlerinin doğruluğunu, tabii ki daha önce çıkmış kehanetlerine dayandırıyor. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz ki; Ankara'nın başkent oluşu. Yukarıda da değinmiştik, Ankara Şiirinin ilk beyitinde ebced hesabı ile 1923 tarihi veriliyor. Ancak yazar incelemesini yaptığı dört şiirin çeşitli beyitlerinde ebced hesabı ile cumhuriyetin ilânı, İsrail'in kuruluşu ve Müştak Babanın bizzat kendi ölüm tarihlerini verdiğini iddia ediyor.


Tabii ki bununla yetinmiyor, geleceğe ilişkin başka kehanetlerin de var olduğunu söyleyerek iddialarını sürdürüyor, sembolik anlamlara dayalı çıkarımları ve şiirlerde yine aynı tekniği kullanarak yaptığı bazı karışık hesaplamalar ile bunların neler olduğunu ve tarihlerini bildiriyor.

Örneğin; yazarın iddiasına göre, "Ankara" şiirinin devamında İstanbul'un tekrar başkent olacağı tarih ve Türkiye'nin geleceği ile ilgili başka bazı kehanetler daha var. Buna göre;

Ankara 1923 yılında başkent olacak ve 93 yıl süreyle öyle kalacaktır.


Sonrasında:
2012 yılında İstanbul tekrar başkent olacak, Türkiye Kuzey Irak'a girecek.
2013 yılında Ankara serhad şehri, yani sınır şehri olacak.

Arkadan gelenler hiç de iyi görünmüyor:

180 senelik bir duraklama ve gerileme dönemi yaşanacak, büyük bir savaşın ardından 2189 veya 2191'de Ankara sınır şehri olmaktan kurtulacak ve Türkiye için yeni ve parlak bir dönemin başlayacak. (Kimin ömrü vefa ederse artık!)

Başka kehanetler de var; örneğin İsrail'in 2029'dan sonra büyük bir ilerleme göstereceği ve karadenize kadar geleceği yazılıyor.


Bir başka çarpıcı iddia da kıyamet gününe ilişkin. Yazarın Müştak Baba'nın beyitlerinde yaptığı bir takım karışık hesaplamalar sonrasında bulduğu kıyametin  kopuş tarihi 2472!


Daha pek çok tarih ve kehanet var kitapta. İnsan okurken; bir yandan endişeleniyor (tüh yaa, ömrümüz sıkıntıyla geçecek), bir yandan da içine sular serpiliyor (yaşasın, 180 yıl sonra yine en büyük biz olacağız), bir taraftan aklı inkâr ederken, diğer taraftan içi "ya doğruysa" demekten geri kalmıyor.


Aşağıda, Serhat Ahmet TAN'ın yorumuyla ANKARA şiirinin ilk bir kaç beyitini bulacaksınız:

"Me'vayı nazenine eğer bin kişi yönetici olursa
Mutlaka o me'va İstanbul ile aynı olur

Ordu ve devlet alınsa başından ordu yunusta
Alınca diğer harfi bu gizlilik açığa çıkar

Kilitlerin açıldığı ufuk yolunda sınır şehri ta ufka kadar

Yeniden düzenlenir Peygamber'in getirdikleri"

(Müştak Baba İstanbul Başkent, Serhat Ahmet TAN, Şira Yayınları, sf. 130)

Tarihler yakın, bakalım göreceğiz: İstanbul tekrar başkent Ankara da serhat şehri olacak mı?

Ama kıyamet için bir şey demek zor!

Not: Yukarıdaki yazı esasen 2011 yılında yazılmıştı. 2014'te Musul Başkonsolosu ve 42 kişi IŞİD tarafından rehin alındı, aynı günlerde 30'dan fazla Türk kamyoncu yine aynı örgüt tarafından esir edilmişti. Irak tarafı Türkiye'nin desteğine ihtiyaç duyulduğunu açıkladı, Türkiye'nin Musul'a girip girmeyeceği epey tartışıldı.

SÖYLE SÖZÜNÜ

Ad

E-posta *

Mesaj *

kimler gelmiş:)

Twitter

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı