Bir an, çok kısa bir an bulundukları ortama dönemedi genç kadın. Zaman, mekân, gerçek ve yok hep birlikte onu derin bir çukura çekmişlerdi sanki. Nihayetinde:
“Efendim.” dedi gözlerini güç-bela telefondan çekerek tam tepesinden kuşbakışı onu izleyen patronuna çevirirken.
Dikran tutulup kalmıştı, Züleyha’daki panik onu da esir almıştı. Yutkundu, delişmenliğinin sebebiyet verdiği lüzumsuz yakınlığı bir adım gerileyerek bozdu:
“Ne bu halin?” diye sordu kabaca. “Bir durum mu var?”
Bu garip ilgiyle bir ruh halinden diğerine sertçe savrulan kadın, ne cevap vereceğini bilemedi, gözlerini kırpıştırdı şaşkınlıkla:
“Yok.” dedi anca. “Yok bir şey.”
“İyi!” diye mukabele etti Dikran. Ne yapacağını, ne tepki göstereceğini tartamaz haldeydi. Etrafında döndü şöyle bir, kırmızı görmüş boğa gibi dolandı uzun adımlarla mekânda. Ardından ani bir kararla kapıya yöneldi ve: “Odama gel!” diye emretti. ⟹
- Yazarı:Özlem Pekcan
- Yayınevi:Dorlion Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder