“Harry Potter,
küçük bir çocuktur. Ancak büyücü olduğunu bilmemektedir. Yaş gününde büyücü
olduğunu öğrenir ve Hogwarts Büyücülük okuluna gider. Orada Ronald ve Hermione
ile arkadaş olur. Üçü birçok maceraya atılır.”
Oğlum 6 ncı
sınıfa yeni başlamıştı ve ilk kompozisyon ödevini de okuduğu bir kitabın özeti
oluşturuyordu: -“Anne,” demişti telefonda bana, “kompozisyondan iki almışım.”
Beş üstünden
iki geçer bir not olduğu için çok önemsememiş: -“Akşam eve gelince bakarız,”
diye cevaplamıştım onu.
İşte şimdi
koltukta oturmuş, bir not defterinden kopartıldığı belli kareli kâğıda yazılmış
“Harry Potter ve Felsefe Taşı” başlıklı kompozisyonu şok bir halde elimde
tutuyordum. Hepi topu yukarıdaki beş cümleden oluşan ödeve bir kez daha baktım,
sonra da sükûnetimi korumaya çalışarak: -“E çocuğum,” dedim “öğretmenin gene
sana fazladan not vermiş. Beş cümle ve bir not defteri sayfası… Bari A4 kâğıda
yazsaydın.”
-“Ama sığdı
ki,” dedi benimki.
Konuyu
uzatmadım, bir faydası olmayacağını biliyordum. Sadece sıkı sıkıya bir dahaki
sefere, en azından A4 kullanmasını ve biraz daha uzun yazmasını tembihledim
ona.
***
Ama tabii olay
içime oturmuştu, çocuklar konusunda daha doğrusu torunları konusunda bir “guru”
formunda yaşayan babama anlattım meseleyi hemen ilk fırsatta. Babamsa hiç de
aklıma gelmeyen bir cevap verdi bana: -“Özet dediğin öyle olur kızım.
Öğretmenin beş vermesi gerekirdi aslında.”
Hayretler
içinde babama bakarken: -“Ama kâğıt,” diye geveledim.
Babam cevap
vermeye bile lüzum görmeden omzunu silkti ve gülümsedi.
Okulların
açılması iyice yaklaşmışken, aklıma geldi bu olay neden bilmem. Ayrıca bu
yazdıklarımdan bir hisse falan da beklemeyin hiç, sadece şunu bilin ki: Yıllar
geçtikçe babama giderek daha fazla hak veriyorum ve bu da beni hayretler içinde
bırakıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder