Anneler-babalar-çocuklar, gelinler-kaynanalar vee tabii ki kadınlar-erkekler...
"İnsanlar konuşa konuşa anlaşır" diyoruz, "tatlı dil insanı deliğinden çıkarır" diyoruz, ama "Tanrı muhabbetleri yazarken gelin-kaynana muhabbetine sıra geldiğinde kalemi kırılmış" da diyoruz.
İnsanoğlunun en sorunlu olduğu alan belki de iletişim ve kendi arasındaki ilişkiler. Yani düşünün uzaya gidiyoruz, koyunları bile klonluyoruz, ama, iki kişi biraraya gelip doğru düzgün anlaşamıyor, bir ilişkiyi yürütemiyoruz. İşte bir tutam ilişkiler hikayesi:
Cimri/ 13 Şubat doğum günüm, 14 Şubat sevgililer günü, 15 Şubat tanışma yıldönümüzdü. Dikkat ederseniz geçmiş zaman kipi kullandım, çünkü sevgilim olacak kozalak 12 Şubat'ta beni terketti.
Basın açıklaması/ Bir televizyon kanalının muhabirinin "Sevgilinizi üzmeden nasıl ayrılırsınız?" sorusuna, "Beni terk etmesini sağlarım." diye cevap verdim. Yayınlandığını "İyi fikirmiş ama televizyona çıkıp açıklamanın ne gereği vardı?" mesajıyla anladım.
Bekar sorun/ Çevremdeki evli erkeklerin bana ilan-ı aşkına o kadar alışmışım ki bekar bir erkek aşık olduğunu açıklayınca ortada bir sorun varmış gibi geldi...
Gölgem/ Koltuğun üstüne koyduğum gözlüğümün üzerine oturarak dümdüz eden küçük kızıma, daha "Biraz dikkatli olsana..." diyemeden, "Onu neden oraya koydun?" deyince anladım ki kendi gölgemi yetiştiriyorum.
Yerli malı / Yabancı sevgilimin ilk başlarda hiçbir şeye karışmayan, her şeyden memnun görünen annesi; ilişkimiz ciddileşmeye başlayınca, yavrusunu koruyan tırnaklarını çıkardı, kaplana dönüştü. Tutturmuş illa onların yaşadığı ülkede ve şehirde yaşayacakmışız. Hadi buna bizim annelerden alışkınım da, ya buna karşı çıkamayan, annesinin karşısında süt dökmüş kedi modeliyle duran yabancı sevgiliyi ne yapayım? Gider kendi milletimden birini bulur, hiç olmazsa kaynanayla kendi ana dilimde çatır çatır kavga ederim!
Hafıza-i beşer / Evlilik yıldönümünü unutma hikayelerini hayretle karşılıyorum. Evlendiğim günden beri evlendiğim günü unutamıyorum Allah'ım!
Evlilik korkusu / Neymiş? Kadınların, ilişkinin başında evlenme muhabbeti yapmalarından sıkılmışmış. Artık ciddi(!) bir ilişki düşünmüyormuş. "Tabii canım, biz de en az iki kişilik iş yapmaya, boy boy çocuk yapıp evde oturmaya ve sonra da aldatılma hikayelerinin haklılığını dinlemeye çok meraklıyız." demedim, diyemedim. O sırada sussa da gitsem diye düşünmekle meşguldüm.
Seviyor sevmiyor / Adam sevgilim olmak istedi, kabul ettim. O günden beri aramıyor. Salak mıdır nedir ?
Korku / 33 yaşındayım. Çok uzun zamandır kendi paramı kazanıyorum. Çok uzun zamandır kendi ayaklarım üzerinde duruyorum. Çok uzun zamandır yakışıklı olmadığımın ama zekam, espri yeteneğim ve hazır cevaplılığımın karşı cins üzerindeki etkisinin farkındayım. 33 yaşındayım ve penisimle çok barışığım. Yukardan bana gözüktüğü kadar uzun ve kalın olmadığını ama çok işlevsel olabileceğini biliyorum. 33 yaşındayım ama... Ama neden yarın sabah müstakbel kayınvalidem ile edeceğim kahvaltı için bu kadar heyecanlanıyorum?
Büyük hata / Soğuk algınlığı hapı yerine yanlışlıkla uyku hapı içen; gözlerini dahi açamazken; sevişen salak maalesef ben oluyorum.
Fatura / "Gün gelir evlenir mutsuz bir cinsel hayatın olursa beni bul." dedi. "Hayvan, nerede bulayım seni? Evlensene o zaman benimle." dedim. "Evlenirsek böyle mutlu sevişemeyiz, her şeyin faturası var, elektrik, su, doğalgaz..." dedi. Nitekim kestim faturayı.
Bunlar sizi kesmediyse ve daha fazlasını okumak istiyorsanız itiraf.com u ziyaret edin diyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder