KEBİKEÇ

18 Ekim 2010 Pazartesi

KEDİ


bir mevtanın kaleminden...

-"Hmm. Yani ona kamyon çarptı ama sen öldün?"

-"Evet. Sen bu iş için biraz genç değil misin?" diye sordum ben de. Zira, konuya tam aklımı verememiştim.

Huzursuzca kanatlarını oynattı: -"Aslında yeni sayılırım."
-"Kaç yaşındasın ki?" 17-18 yaşlarında görünüyordu, işlerimi düzgün yapacağından emin olamamıştım.

Çekingence gülümsedi: -"Dünyadaki zaman akışı ile ahiretteki biraz farklıdır. Denk sayılırız seninle."
İyice kafam karışmıştı: -"Ben kırk küsur yaşındayım, sense taş çatlasın yirmi görünüyorsun."
İçini çekti: -"Karışık bir durum. Ruhun tekâmülüne göre değerlendirmek gerek."
Sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim.

-"Neyse," diye konuyu değiştirdi, "biz işimize bakalım."
Bir müddet önündeki kayıtları inceledi sonra da: -"Aslında senin burada olmaman gerek."
-Aman Allah'ım tam filmlerdeki gibi, diye düşündüm bir an. Nerede olduğumu hatırlayınca da feci şekilde ürperdim.

O devam etti: -"Ruhun yolculuğunu henüz tamamlamamış."
-"Ee, beni geri göndereceksiniz o halde?" Sevinmiştim.
-"Evet."
-"Yaşantıma kaldığım yerden devam edebileceğim o halde?" Giderek heyecanlanıyordum.
-"Pek sayılmaz. Şöyle anlatayım: Bedenler, ruhun dünyadaki vasıtalarıdır. Senin ki maalesef kullanılmaz halde, bu yüzden sana yeni bir tane bulmalıyız."
-"Ama, O'nun her şeye gücü yeter. Benim bedenimi de onarabilir o zaman." Elimde olmadan yukarı baktım.
Hoşgörüyle bir kez daha içini çekti: -"Doğru. Ama İlâhi düzen, senin düz mantığın gibi işlemez."
Kabullenmekten başka çarem olmadığını anlamıştım: - "Peki, ne zaman geri dönüyorum?"
-"Şimdi!"

Şiddetli bir titremeyle gözlerimi açtım. Bir kaldırımın kenarındaydım. Çok üşümüştüm ve acıkmıştım.

-"Ayy, sen ne güzel şeysin!" Gördüğüm en güzel kız çocuklarından biriydi, on yaşlarında falan olmalıydı. Upuzun sarı saçları ve yemyeşil gözleri vardı.

Üzerime eğildi, burnumun ucuna kadar sokulmuştu:
-"Senin de gözlerin yeşilmiş," dedi bana.

Bense büyülenmiş gibi ona bakıyordum. Melek gibi gülümseyerek beni kucağına aldı, birden içimi sıcacık bir his doldurdu. Başımı kolunun üstüne koydum, burnumu kaşıdım. Çok hoşuma gitmişti doğrusu.

O ise kahkahalarla gülüyordu: -"Çok komiksin. Seni eve götüreceğim, bundan sonra benim kedim ol."
-"Mrrr," diye cevap verdim ona.

İlâhi düzen böyle mi işliyordu yani?

sonraki bölüm: KÖPEK

Hiç yorum yok:

SÖYLE SÖZÜNÜ

Ad

E-posta *

Mesaj *

kimler gelmiş:)

Twitter

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı