KEBİKEÇ

12 Mayıs 2019 Pazar

Amerika mandası isteyenler (Nutuk/6)

İşgal Altında İstanbul / İşgalden Kurtuluşa İstanbul, Atilla Oral


İstanbul’da bir kısım ricâl ve nisvân da halâs-ı hakikinin Amerika mandasını talep ve temînde olduğu kanaatinde bulunuyorlardı. Bu kanaatte bulunanlar fikirlerinde çok ısrar ettiler. İsabet-i mutlakanın nokta-i nazarlarının tervîcinde olduğunu isbâta çok çalıştılar. Bu hususta da sırası gelince bazı izâhât vereceğim.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti (Nutuk/5)





İstanbul’da, muhtelif maksatlarla hafî ve alenî olmak üzere de, birtakım fırka veya cemiyet unvanı altında teşekküller vardı.
İstanbul’da mühim addolunacak teşebbüslerden biri İngiliz Muhipleri Cemiyeti idi. Bu isimden, İngilizlere muhip olanların teşkil ettiği bir cemiyet anlaşılmasın! Bence, bu cemiyeti teşkil edenler, kendi şahıslarını ve menfaat-i şahsiyelerini sevenler ve şahıslarıyla menfaatlerinin masûniyeti çaresini Lloyd George hükümeti marifetiyle İngiliz himayesini temînde arayanlardır. Bu bedbahtların, İngiltere Devleti’nin kül hâlinde bir Osmanlı Devleti muhafaza ve himaye etmek emelinde olup olamayacağını, bir defa mülâhaza edip etmedikleri cây-i teemmüldür.
Bu cemiyete intisap edenlerin başında Osmanlı pâdişâhı ve hâlife-i rûy-i zemin unvanını taşıyan Vahideddin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nezareti’ni işgal eden Ali Kemal, Âdil ve Mehmet Ali Beyler ve Sait Molla bulunuyordu. Cemiyette İngiliz milletine mensup bazı sergüzeşt-cûlar da vardı. Meselâ: Rahip Frew gibi. Ve muâmelât ve icrââttan anlaşıldığına göre, cemiyetin reisi Rahip Frew idi.
Bu cemiyetin iki cephe ve mahiyeti vardı. Biri alenî cephesi ve medenî teşebbüsâtla, İngiliz himayesini talep ve temîne ma’tûf mahiyeti idi. Diğeri hafî ciheti idi. Asıl faaliyet bu cihette idi. Memleket dahilinde teşkilât yaparak isyan ve ihtilâl çıkarmak, şuur-ı milliyi felce uğratmak, ecnebî müdahalesini teshîl etmek gibi hainâne teşebbüsât, cemiyetin bu hafî kolu tarafından idâre edilmekte idi. Sait Molla’nın cemiyetin alenî teşebbüsâtında olduğu gibi hafî cihetinde de ondan daha ziyade rolör olduğu görülecektir. Bu cemiyet hakkında söylediklerim, sırası geldikçe vereceğim izâhât ve icabında irâe edeceğim vesâikle daha vâzıh anlaşılacaktır.

11 Mayıs 2019 Cumartesi

Memleket dahilinde ve İstanbul'da millî varlığa düşman teşekküller (Nutuk/4)



Vücuda gelmeye başlayan bu teşekküllerden başka, memleket dahilinde daha birtakım teşebbüsler ve teşekküller de vukua gelmişti. Ez-cümle Diyarbekir (Vesika: 8, 9), Bitlis, Elaziz vilâyetlerinde, İstanbul’dan idâre olunan Kürt Teâli Cemiyeti vardı. Bu cemiyetin maksadı, ecnebi taht-ı himayesinde bir Kürt hükümeti vücuda getirmekti.

Konya ve havalisinde, İstanbul’dan idâre olunan, Teâli-i İslâm Cemiyeti teşkiline çalışılıyordu. Memleketin hemen her tarafında İtilâf ve Hürriyet, Sulh ve Selâmet Cemiyetleri de vardı.


Vesika: 8


Diyarbekir’den 8.6.35
Vürûdu: 14
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliği’ne
C: 1.6.35 ve 44 şifreye:
Burada Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti teşekkül etmemiştir. Ancak bu yakınlarda Erzurum ve Trabzon’dan vilâyet belediyesine keşîde olunan Kürdistan hakkındaki heyecan-âmîz telgrafnamelerden telâşa düşen ahali-i Hıristiyaniye’nin (?) bu bâbda bazı teşebbüsâtta bulundukları meşhûddur. Maamafih bu hususta vilâyetçe tenvîr ve irşâdât sureti yazılmıştır. Diyarbekir’de bazı ........ gençlerden teşekkül eden Kürt Cemiyeti İngiliz himayesinde bir Kürdistan istiklâliyetini takip eden propaganda yapması üzerine buraya gelen Süleymaniye Hâkim-i Siyasisi Mister Nowill’in efkârına kapılarak beyne’l-ahâli bunun şiddetle reddi ve bu teşebbüsâtın Cemiyetler Kanunu’na adem-i mutabakati hasebiyle mezkûr cemiyet sed ve vilâyetçe takibat-ı kanuniye yapılmakta bulunmuştur. Elyevm Diyarbekir’de İtilâf ve Hürriyet Fırkası mevcut olup bundan başka cemiyet yoktur efendim.
Vali Vekili
Mustafa
Vesika: 9


Diyarbekir Vilâyeti Vekâlet-i Aliyyesine
C: 8.6.35
Bütün milletin beka ve istiklâlini kurtarmak için birleştiği şu tarihî günlerde bir ecnebi devletin himayesine sığınarak zelîl ve esir yaşamayı tercih eden her türlü içtihâdâtın, memleketi tefrîkaya düşürecek her nev’î cemiyâtın dağıtılması pek vatanî ve zarurî bir vazife olmakla Kürt Kulübü hakkındaki tarz-ı hareket âcizlerince de pek muvâfık görülmüştür. Şu kadar ki, İtilâf Devletleri’nin hak-şikenâne muâmelâtı İzmir’in Yunanlılara işgal ettirilmesi tesiriyle memleketin en ücra köşesinde bile husûle gelen intibâh-ı azîm her türlü ihtirâsât-ı siyasiye ve makasid-i menfaat-cûyâneden münezzeh olmak üzere “Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i İlhak” Cemiyetlerini tevlîd etmiş ve bu cemiyetlere hangi zümre-i siyasiyeye mensup olursa olsun, her Türk, her Müslüman iştirak etmiş ve vicdan-ı millînin tezâhürât-ı fiiliyesi bütün cihana bu suretle ilân edilmekte bulunmuştur. Binâenaleyh Diyarbekir ve mülhakatında da Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyetlerinin teşekkül ve teessüsüne delâlet buyurulmasını ehemmiyetle tavsiye eylerim. Ve bilhassa Kürt Kulübü’nün azasıyla bugünkü telgrafname-i âcizî dairesinde müzakere ederek uzlaşmak muvâfıktır efendim.
Üçüncü Ordu Müfettişi
Fahrî Yaver-i Hazret-i Şehriyarî
Mirliva Mustafa Kemal


10 Mayıs 2019 Cuma

Millî teşekküller, siyasi maksat ve hedefleri (Nutuk/3)

Mühür: Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesi
Kurtuluş Savaşı Müzesi Koleksiyonu

 Bu cemiyetlerin maksad-ı teşekkülleri ve hedef-i siyasileri hakkında muhtasaran ita-yı ma’lumât eylemek muvâfık olur mütâlaasındayım.
Trakya-Paşaeli Cemiyeti’nin rüesâsından bazılarıyla daha İstanbul’ da iken görüşmüş idim. Osmanlı Devleti’nin izmihl â lini çok kuvvetli bir ihtimal dahilinde görüyorlardı. Vatan-ı Osmanî’nin inkısâma uğrayacağı tehlikesi karşısında, Trakya’yı, mümkün olursa Garbî Trakya’yı da raptederek, bir kül olarak İslâm ve Türk camiası hâlinde kurtarmayı düşünüyorlardı. Fakat bu maksadın temîni için o zaman vârid-i hâtırları olan yegâne çare İngiltere’nin, bu mümkün olmazsa Fransa’nın muâvenetini temîn etmek idi. Bu maksatla bazı ecnebi ricâl ile temas ve mülâkatlar da aramışlardı. Hedeflerinin bir Trakya Cumhuriyeti teşkili olduğu anlaşılıyordu.
Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin maksad-ı teşekkülü de (nizamnâmelerinin ikinci maddesi) şark vilâyetlerinde mütemekkin bi’l-cümle unsurların dinî ve siyasî haklarının serbestî-i inkişafını temîn edecek esbâb-ı meşrû’aya teşebbüs etmek, mezkûr vilâyetler ahâli-i İslâmiye’sinin tarihî ve millî haklarını, inde’l-hace, âlem-i medeniyet huzurunda müdafaa eylemek, şark vilâyetlerinde vâki olan mezâlim ve cinâyâtın esbâb ve avâmili ve fâil ve müsebbibleri hakkında bî-tarafâne tahkikat icrâsıyla mücrimlerin müsâraaten tecziyelerini talep etmek; anâsır beynindeki su-i tefehhümün izâlesi ile kemâ fi’s-sâbık revâbıt-ı hasenenin teyidine gayret etmek, hâl-i harbin vilâyât-ı şarkiyede tevlîd ettiği harabî ve sefalete hükümet nezdinde teşebbüsâtta bulunmak suretiyle mümkün mertebe çare-sâz olmaktan ibaret idi.
İstanbul’daki merkez-i idârelerinden verilmiş olan bu direktif dahilinde Erzurum şubesi, vilâyât-ı şarkiyede Türk’ün hukukunu muhafaza ile beraber tehcir esnasında yapılan su-i muâmelâtta milletin kat’iyen medhaldar bulunmadığını ve Ermeni emvâlinin Rus istilâsına kadar muhafaza edildiğini, buna mukabil Müslümanların pek gaddarâne harekâta ma’rûz kaldığını ve hatta hilâf-ı emir, tehcirden alıkonulan bazı Ermenilerin hâmilerine karşı revâ gördükleri muâmelâtı, müdellel vesâikle âlem-i medeniyete arz ve iblâğa ve vilâyât-ı şarkiyeye karşı dikilen enzâr-ı ihtirâsı hükümsüz bırakmak için çalışmağa karar veriyor (Erzurum şubesinin beyannâmesi).
Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin ilk Erzurum şubesini teşkil eden zevât, vilâyât-ı şarkiyede yapılan propagandalar ve bunların hedefleri, Türklük-Kürtlük-Ermenilik mesâilini ilmî, fennî ve tarihî nokta-i nazarlardan tetkik ve tetebbu ettikten sonra, müstakbel mesâilerini şu üç noktada tespit ediyorlar (Erzurum şubesinin matbû raporu):
  1. Kat’iyen muhâceret etmemek.
  2. Derhal ilmî, iktisadî, dinî teşkilât yapmak.
  3. Tecâvüze ma’rûz kalacak vilâyât-ı şarkiyenin herhangi bir bucağını müdafaada birleşmek.
Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin İstanbul’daki merkez-i idâresinin medenî ve ilmî vesâitle temîn-i maksat edilebileceği hakkında fazla nîkbîn olduğu anlaşılıyor. Fi’l-hakika bu yolda sarf-ı mesâiden geri durmuyor. Vilâyât-ı şarkiyede Müslüman anâsırın hukukunu müdafaa için Le Pays namında Fransızca bir gazete neşrediyor. Hâdisât gazetesinin imtiyâzını deruhde ediyor. Bir taraftan da İstanbul’daki Düvel-i Mütelife mümessillerine ve İtilâf Devletleri başvekillerine muhtıra veriyor. Avrupa’ya bir heyet i’zâmına teşebbüs ediyor (Vesika: 7).
Bu izâhâttan sühûletle anlaşılacağını zannederim ki Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’ni vücuda getiren mühim sebep ve endişe, vilâyât-ı şarkiyenin Ermenistan’a verilmesi ihtimali oluyor. Bu ihtimalin tahakkuku da şark vilâyetleri nüfusunda Ermenilerin hâiz-i ekseriyet gösterilmesine ve tarihî hukuk nokta-i nazarından, mukaddem telâkki ettirilmesine çalışanların ilmî ve tarihî vesâikle cihan efkâr-ı umumiyesini iğfale muvaffakiyetinde ve bir de Müslüman ahâlinin Ermenileri katliâm eder vahşiler olduğu iftirasının hakikat şeklinde kabulü hâlinde olabileceği faraziyesi hâkim oluyor. Binâenaleyh cemiyet, aynı esbâb ve vesâitle mücehhez olarak hukuk-ı milliye ve tarihiyeyi müdafaaya çalışıyor.
Karadeniz’e sahil olan mıntıkalarda da bir Rum Pontus hükümeti vücuda getirileceği korkusu vardı. İslâm ahâliyi, Rumların boyunduruğu altında bırakmayıp, hakk-ı beka ve mevcudiyetlerini muhafaza gayesiyle, Trabzon’da da bazı zevât ayrıca bir cemiyet teşkil eylemişlerdi.
Merkezi İstanbul’da olan Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti’nin maksat ve hedef-i siyasîsi, isminden müstebân olmaktadır. Her halde merkezden ayrılmak gayesini takip ediyor.


Vesika: 7

Deraliyye, 19.3.335
Erzurum’da Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Milliye Cemiyeti Şube Reisliği’ne
Cemiyetimizin maksad-ı teşekkül ve gaye-i mesâisi evvelce ber-tafsil iş’âr olunmuştu. Muayyen bir azim ile bu gayeyi takip eden Cemiyetimiz mesâisini daha müsmir bir şekle ifrâğla Müslüman anâsırın hukukunu müdafaa etmek için Le Pays namıyla Fransızca yevmî bir gazete neşrine başlanmış olduğu gibi Hâdisât gazetesinin imtiyâzını da deruhde eylemiştir. Vilâyât-ı Şarkiyenin idâre-i Osmaniye’de kalması ve birtakım müftereyâtla Müslüman anâsırın hukukunun mahvına meydan verilmemesi için bî-taraf bu iki yevmî gazetelerle neşriyatta bulunan cemiyet diğer taraftan da İstanbul’daki Düvel-i Mütelife mümessillerine ve İtilâf Devletleri başvekillerine bir sureti gönderilecek olan muhtırayı vermiş ve müdafaa-i hukuk-ı milliye için Avrupa’ya bir heyet-i murahhasa gönderilmesini de taht-ı karara...

9 Mayıs 2019 Perşembe

Mukabil halâs çareleri (Nutuk/2)

İzmir'in İşgali - Vittorio Pisani

Vaziyetin dehşet ve vahameti karşısında, her yerde, her mıntıkada birtakım zevât tarafından mukabil halâs çareleri düşünülmeye başlanmış idi. Bu düşünce ile alınan teşebbüsât, birtakım teşekküller doğurdu. Meselâ: Edirne ve havalisinde Trakya-Paşaeli unvanıyla bir cemiyet vardı. Şarkta, (Vesika: 3) Erzurum’da ve Elaziz’de (Vesika: 4) merkez-i umumisi İstanbul’da olmak üzere Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti teşkil edilmişti. Trabzon’da Muhafaza-i Hukuk namında bir cemiyet mevcut olduğu gibi Dersaadet’te de Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti vardı. Bu cemiyet merkezinin gönderdiği murahhaslarla, Of kazasıyla Lâzistan livası dahilinde şubeler açılmıştı (Vesika: 5, 6).

İzmir’in işgal olunacağına dair Mayıs’ın on üçünden beri fiilî emâreler gören İzmir’de bazı genç vatanperverler, ayın 14/15. gecesi, bu elîm vaziyet hakkında müdâvele-i efkâr eylemişler ve emr-i vâki hâline geldiğine şüphe kalmayan Yunan işgalinin ilhakla neticelenmesine mâni olmak esasında müttefik kalmışlar ve Redd-i İlhak prensibini ortaya atmışlardır. Aynı gecede bu maksadın teşmilini temîn için İzmir’de Yahudi Maşatlığı’na toplanabilen halk tarafından bir miting yapılmışsa da ertesi gün sabahleyin Yunan askerlerinin rıhtımda görülmesiyle bu teşebbüs ümit edilen derecede temîn-i maksat edememiştir.

Vesika: 3
Diyarbekir, Erzurum, Van, Bitlis, Mamuretülaziz, Sivas Vilâyetlerine, Erzincan, Kayseri Müstakil Mutasarrıflığı’na
Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin vilâyet merkezleriyle livalarında ve mülhakatında teşkilâtı var mıdır? Bellibaşlı müessis ve mümessilleri kimlerdir? Civar vilâyetlerdeki teşkilâtı ile hâiz-i irtibat ve muhabere midir? Başka cemiyât var mıdır? Bi’t-tahkik iş’ârına inayetlerini ricâ ederim.
Mustafa Kemal




Vesika: 4


Üçüncü Ordu Müfettişliği’ne
C: 1 Haziran 1919, İstihbarat 44 Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin burada bir şubesi mevcut olup ve mütehayyizân-ı memleket ve eşrâf da bu (B maiyet zara) sıra Erzurum, Sivas, Diyarbekir ile muhabere etmektedir. Bundan başka İtilâf ve Hürriyet, Sulh ve Selâmet Fırkalarıyla Kürdistan Teali Cemiyeti’nin birer şubeleri ve Muallimîn Cemiyeti namıyla da ayrıca teşekkül etmiş bir cemiyet bulunduğu maruzdur.
Elaziz Vali Vekili
Hulûsi
Vesika: 5


Trabzon Vilâyet-i Aliyyesine
  1. Trabzon’da müteşekkil Adem-i Merkeziyet Cemiyeti’nin tarih-i teessüsü ve programı nedir? Hükümet’in müsaadesine mazhar mıdır? Müessisleri kimlerdir? Şimdiye kadar Hükümet’çe mazbût olan ef’âliyle hatt-ı hareketleri nedir?
  2. Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Trabzon ’daki merkez ve mümessilleri kimlerdir?
  3. Her iki cemiyetin merkez ve mülhakatı vilâyetteki teşkilâtı ne derecededir? Bu iki cemiyetten başka cemiyât var mıdır? Müsâraaten inbâ buyurulmasını ricâ ederim.
Mustafa Kemal


Vesika: 6




Havza’da Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
C: 1 Haziran 35 ve 44 şifreye:
Trabzon’da Adem-i Merkeziyet Cemiyeti yoktur. Dersaadet’te müteşekkil Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti tarafından birkaç ay evvel gelip, geçenlerde avdet eden Nazmi Nuri Efendi isminde bir murahhasın teşebbüsü üzerine Of kazasıyla Lâzistan livası dahilinde Adem-i Merkeziyet şubeleri açılmıştır. Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti memleketin ileri gelen eşrâf ve mütehayyizânı meyânından müntehap ve Murat Hanzade Ziya ve Nemlizade Sabri ve Çulhazade Kadri ve Hacı Ali, Hafızzade Mehmet Salih ve Kazzazzade Hüseyin ve Abanozzade Hüseyin ve Hatipzade Emin Efendilerden mürekkebtir ve bu heyetin ikdamatı, rabıta-i Osmaniye’nin muhafazası gibi bir hiss-i vatanperverâneden mülhemdir. Bu cemiyetin bütün mülhakatta birer şubesi bulunuyor. Bundan mâadâ Trabzon’da bir de İhtiyat Zâbitân Cemiyeti olduğunu arz eylerim.
Vali
Mehmet Galip

8 Mayıs 2019 Çarşamba

Samsun'a çıktığım gün umumî vaziyet ve manzara (Nutuk/1)





1335 senesi Mayıs’ının on dokuzuncu günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye:

Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup, Harb-i Umumî’de mağlûp olmuş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şerâiti ağır bir mütarekenâme imzalanmış. Büyük harbin uzun seneleri zarfında millet yorgun ve fakir bir halde. Millet ve memleketi Harb-i Umumî’ye sevk edenler kendi hayatları endişesine düşerek memleketten firâr etmişler. Saltanat ve hilâfet mevkiini işgal eden Vahideddin, mütereddi, şahsını ve yalnız tahtını temîn edebileceğini tahayyül ettiği denî tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın riyâsetindeki kabine âciz, haysiyetsiz, cebîn, yalnız pâdişâhın irâdesine tâbi ve onunla beraber şahıslarını vikaye edebilecek herhangi bir vaziyete razı.

Ordunun elinden esliha ve cephanesi alınmış ve alınmakta...

İtilâf Devletleri, mütareke ahkâmına riayete lüzum görmüyorlar. Birer vesile ile İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana vilâyeti, Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap, İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya’da, İtalyan kıtaat-ı askeriyesi, Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta ecnebi zâbit ve memurları ve hususî adamları faaliyette. Nihayet, mebde-i kelâm kabul ettiğimiz tarihten dört gün evvel, 15 Mayıs 335’te İtilâf Devletleri’nin muvâfakatiyle Yunan ordusu İzmir’e ihraç ediliyor.

Bundan başka, memleketin her tarafında, anâsır-ı Hıristiyaniye hafî, celî, hususî emel ve maksatlarının temîn-i istihsaline, devletin bir an evvel çökmesine sarf-ı mesâi ediyorlar.

Bi’l-âhire elde edilen mevsûk ma’lumât ve vesâik ile teeyyüd etti ki İstanbul Rum Patrikhanesi’nde teşekkül eden Mavri Mira Heyeti (Vesika: 1), vilâyetler dahilinde çeteler teşkil ve idâre etmek, mitingler ve propagandalar yaptırmakla meşgûl. Yunan Salib-i Ahmer’i, Resmî Muhâcirîn Komisyonu, Mavri Mira Heyeti’nin teshîl-i mesâisine hâdim. Mavri Mira Heyeti tarafından idâre olunan Rum mekteplerinin izci teşkilâtları, yirmi yaşını mütecâviz gençler de dahil olmak üzere her yerde ikmâl olunuyor.

Ermeni Patriği Zaven Efendi de Mavri Mira Heyeti’yle hem-fikir olarak çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tamamen Rum hazırlığı gibi ilerliyor.

Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde teşekkül etmiş ve İstanbul’daki merkeze merbût Pontus Cemiyeti sühûletle ve muvaffakiyetle çalışıyor (Vesika: 2).




Vesika: 1


TAMİM
Pek mevsûk elde edilen ma’lumâta göre Rum Patrikhanesi’nde Mavri Mira isminde bir heyet teşekkül etmiştir. Bunun reisi Patrik Vekili Droteos, azaları: Atenagoras, Enez Metropoliti, Yunan Kaymakamı Giritli Katekhakis, Katelopulos, Dipasimas, Ayinpa, Polimitis, Siyari ismindeki zevâttır.
Heyet doğrudan doğruya Venizelos’tan talimat alıyor. Rumların ve Yunan Hükümeti’nin muâvenet-i nakdiyesiyle pek azîm bir sermayesi vardır.
Vazifesi, Osmanlı vilâyetleri dahilinde çeteler teşkil ve idâre eylemek, mitingler ve propaganda yapmaktır. Yunan Salib-i Ahmer’i de bu Mavri Mira heyetine merbuttur. Vazifesi sûretâ muhâcirlere bakmak gibi insanî bir perde altında çete teşkilâtı yapmak, tertibât-ı ihtilâliyeyi ihzâr eylemektir. Bu suretle eczâ-yı tıbbiye ve levâzım-ı sıhhiye namı altında silâh, cephane ve teçhizatı memâlik-i Osmaniye’ye idhâldir. Hatta resmî Muhâcirîn Komisyonu da Mavri Mira heyetine tâbidir.
İstanbul Patrikhanesi ve Yunan Konsoloshanesi esliha ve cephane deposu halini almıştır ve hatta kiliseler ibadet yerinden ziyade askerî ambarlar gibi kullanılmaktadır. Ermeni Patriği Zaven Efendi de Mavri Mira heyeti tarafından satın alınmıştır. Rum mekteplerinin, evvelce bizim yapıp da tam şimdi sırası iken maalesef terkettiğimiz, izci teşkilâtları tamamen Mavri Mira heyeti tarafından idâre olunmaktadır. İstanbul, Bursa, Bandırma, Kırkkilise, Tekfurdağı ve mülhakatında izci teşkilâtı itmâm olunmuştur, izciler yalnız çocuklar değildir. Yirmi yaşını mütecâviz gençler de dahildir. Anadolu’da Samsun ve Trabzon cephane tevzi mahallidir. Müsait bir halde bir yelkenli Yunan sefinesi istasyon halinde cephane ve eslihayı hâmilen bu mahallerde bulundurulacaktır. Ermeni hazırlığı da tamamen Rum hazırlığı gibidir.
Mustafa Kemal



Vesika: 2


SURET
Trabzon’dan numara 182 âdi mektup (Kastamonu’da Muhâcirîn Komisyonu’na)
Size ricâ ederiz ki Pontus Cemiyeti’miz hakkında her ne müsted’iyatınız varsa bize müracaat etmelisiniz. Bize tâbi oluyorsunuz. Şehrî taahhüdâtınızı bize göndereceksiniz. Biz de size makbuz göndereceğiz ve ihtiyâcâtınızı göndermek üzere bu bâbda cemiyetimizin merkezine öyle ma’lumât verdik.
Eski Meb’ûs Reis Kokidis, Aza Anderyadis, Kâtip (okunmuyor)

DİĞER SURET
Taahhütlüdür. Numara 190 (İnebolu’da Rum Muhâcir Cemiyeti’ne)
Efendiler,
30 Kânunuevvel 35 tarihli mektubunuzu aldık. Mıntakalar doğrudan doğruya İstanbul’daki Merkez-i Umumî’ye merbuttur. Böylece Merkez-i Umumî’den bize tebligat olundu. Size tavsiye ederiz. Hemen Merkez-i Umumî’ye mürâcaat ediniz. Ânlar mübrem işler için size ....... bulunacaklardır. Lâzım gelen paralar için de ma’lumât vereceklerdir. Bunlar için bugün Merkez Cemiyeti’ne yazdık ve bir de yazdık ki size muhtaç olan talimatı versinler. Bize gönderdiğiniz mektubun bir suretini de Merkez’e gönderdik.
Reis, Aza, Kâtip

Ankara K. O. 20 Kumandanlığı’na
Heyet-i Temsiliye’ye
  1. Trabzon Pontus Cemiyeti tarafından İnebolu ve Kastamonu şubelerine yazılan mektupların meal tercümeleri bâlâya çıkartıldı.
  2. Mektupların aslını İnebolu postanesinden Vali Bey doğruca Kastamonu’ya gönderilmesini emir verdikleri berâ-yı ma’lumât maruzdur.
Mıntaka Kumandanı
Osman


7 Mayıs 2019 Salı

19 MAYIS VE NUTUK




Mustafa Kemal Atatürk'ün, İstanbul'dan hareketle üç günlük zorlu bir deniz seyahatinin ardından 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkması, Türk tarihi varlığının en önemli dönüm noktalarındandır. 

Bu varış, Milli Mücadelenin fitilini ateşlemiş ve belki de eşi benzeri görülmemiş bir diriliş hareketine kaynaklık etmiştir. Nitekim Atatürk'ün kendisi de, Kurtuluş Savaşından sonra sınırları yeniden çizilen vatanın, Cumhuriyetin ilânını takip eden erken yıllarında, ömrünün en uzun söylevine yani "Büyük Nutuk"a başlarken bu tarihi mihenk tutacaktır. 

Nutuk, Atatürk'ün, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın ikinci büyük kongresinde, 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde Ankara'da ve toplamda 5 gün 36,5 saat süren büyük konuşmasıdır.  

Metin olarak ilk defa 1927'de iki cilt halinde, biri asıl metin, diğeri belgeler olmak üzere, Arapça harflerle basılmıştır. Harf İnkılabından sonra ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu kez üç cilt bastırılmıştır.


İlk defa iki parti halinde Ankara’da 100.000 adet basılan Nutuk’un ilk 2000 adedi lüks baskıdır ve kenarları altın yaldız çerçeveli 627 sayfadır. Her nüsha numaralandırılmıştır. Atatürk, kitabın bütün gelirini basım ve yayımını da yapacak olan Türk Tayyare Cemiyeti’ne vermiştir. 

Atatürk'ün ölümünün ardından bir müddet Ziraat Bankası kasalarında muhafaza edilen Nutuk müsveddeleri ile buna ilişkin belgeler daha sonra Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi’nde tasnif edilmiştir.  Müsveddelerin üzerinde düzeltmeler, çıkartma ya da eklemeler vardır. Bazısı Atatürk'ün el yazısıyla yapılmıştır, bazısı da onun tarafından dikte ettirilmiştir.  

Yeni harflerle ilk basımı  1934'te İstanbul'da Devlet Matbaası’nda gerçekleştirilen üç ciltten müteşekkil Nutuk'ta: 

I. cilt Samsun’a çıkışla başlar, meclisin toplanması çağrısını içeren genelge ile biter,
II. cilt Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla başlar, 1926 yılı sonlarına kadar olan olaylarla tamamlanır. 
III. cilt ise vesikalardan oluşur. 
İlk iki cildin sonunda basit birer indeks ve toplam on adet harita ve kroki yer alır.


Atatürk'ün Samsun'a çıkışından tam 100 yıl sonra bu vakitler, ziyadesiyle ihtiyaç duyduğumuz yegâne şey: Hatırlamak. O halde, kurtuluş ve kuruluşun baş mimarına kulak vermeli yalnızca. 

İşte Nutuk: Hafızalara nakşedilmiş o ünlü ifadelerle başlıyor: "1335 senesi Mayıs’ının on dokuzuncu günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye"  devam 



Kaynakça: Zeynep Korkmaz, Atatürk ve Nutuk, 
                   Cezmi Eraslan, TDV İslâm Ansiklopedisi, Nutuk


SÖYLE SÖZÜNÜ

Ad

E-posta *

Mesaj *

kimler gelmiş:)

Twitter

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı