Dün sabah, bembeyaz bir sabaha uyandı Ankara. Öyle metrelerce olmasa da çocukların yokuşları pistlere çevirmelerine yetti. Bunda okulların ara tatilde olmasının da payı var tabii.
Beş yaşındaki yeğenim, her yerin karla kaplı olmasını olağanüstü güzellikteki bir olay olarak algıladığından, bu durum onu çok heyecanlandırdı. Ne de olsa her şey yeni onun için. Onun bu coşkusu benim de içimi ısıttı.
Kar ile epeydir yazmak istediğim bereket ve bolluk yazısı arasında bir bağ kurdum kendimce.
Şöyle düşündüm: Evrenin hiçbir şeyi ayırt etmediğinin tezahürü, tabiat olayları. Gerçekleştirdikleri zaman zaman felaket şeklinde olabiliyorsa da bereket olarak sunduklarına değineceğim, ben.
Bu bereket her yerin ve her canlının nasiplenebileceği bollukta. Tıkandığınız zamanlarda bolluk ve bereket ümitlerinizi kaybetmeyin. İhtiyacınız olan şeyin size akacağı düşüncesini içselleştirin ve hatta yüksek sesle bunu tekrarlayın.
Gerisini de evrene bırakın. Unutmayın: Düşünceleriniz evren tarafından olduğu gibi algılanır, yani tanımladığınız eylemi doğrudan hayatınıza çağırmış olursunuz.
Bolluk içinde olun ve bereketi bulun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder