Yazan: Yel Da
Meselâ bir arkadaşınızın sevgilisinin bir başkasıyla ilişkisi olduğunu biliyorsunuz: Ne olacak şimdi?
Ya da arkadaşınız işten çıkarılacak, size söylediler, ama onun haberi yok: Bunu ona söyler misiniz?
Kızınızın sevgilisiyle tanıştınız ve ondan nefret etiniz: Ne yaparsınız?
İş yerinden örnekle devam edelim; amiriniz konuşurken veya bir açıklama yaparken hata yaptı: Hatasını düzeltir misiniz?
Bir başka örnek daha; sevgilinizi veya eşinizi aldattınız, çok pişmansınız, söyleseniz güven kaybı, kalp kırıklığı, belki de affedilmemek ve hatta yalnızlık sonu, söylemezseniz bu yükü taşımanın ağırlığı: Hangisini tercih edersiniz?
Ne derler bilirsiniz: "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar."
Yani bir çok insanın yapacağı gibi, doğruyu söylemek veya söylememek arasında kalmak, söylemekle kaybedeceklerinizin bir hesabını yapmak ve karşılaşabileceğiniz olası durumları tartmak doğal değil mi?
Bu bedel, anlaşılmamak, arada kalmak, gammaz durumuna düşmek, sizden yetkili bir insanın şimşeklerini üzerinize çekmek, gücendirmek veya sevdiğinizin sevgisini kaybetmek gibi bir çok değişik şekilde olabilir.
Yani bu konu biraz hassas, çünkü gerçeklerle yüzleşmek acı vericidir.
Doğruyu söylediniz, gelecek tepkilere ve ödeyeceğiniz bedellere hazırlıklı olun. Söz ağızdan bir kere çıktıktan sonra tepkileri önleyemezsiniz.
Doğruyu söylemekten kaçındınız, bu sefer de, samimiyetsizlik veya başka ağır şeylerle itham edilmeniz riski doğar.
Yani her iki durum da zor. Ama belki biraz bekleyip gelişmeleri görmek ve ona göre tavır almak olabilir tercihiniz. Sakın yanlış anlamayın, ne şiş yansın ne kebap değil maksadım, doğru zamanda bildiğimiz şeyi ifade etmek.
Doğru yer ve doğru zamana denk gelme meselesidir şans. Biraz da doğru tavır eklemek gereklidir, bence.
Neyse, ikilemleriniz sizi sınamasın, sıkmasın ve bir çareniz daima bulunsun.
Hayatınızdaki en kötü yalan da aşağıdaki gibi olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder